Sonunda Ümit ÖZDAĞ tahliye edildi.
Siyasi yasak getirileceği iddiaları sürse de en
azında artık serbest.
Gerçek olsun ya da olmasın, haddini aşsın ya da
aşmasın hiçbir ifade bir insanı hapsetmek için
kullanılmamalı.
Hele de siyasilerin kullandığı ifadeler.
Onların cezasını ya da ödülünü halk takdir
edecektir zaten.
Hiçbir suça bulaşmamış bir insanı hapsediyoruz
ama suçluları serbest bırakmaya çalışıyoruz!
Yeni af yasasını biliyorsunuz.
Pardon “İnfaz Düzenlemesi”ni…
Barış süreciyle ilgili olduğu söylense de önemli
değil, çünkü ülkemizde af için bir nedene de çok gerek
duyulmuyor aslında!
Affetmek elbette güzel, büyüklüğün şanından
demişler…
Ama geçmişte aflarla çıkanların neler yaptığını
da göz ardı etmemek lazım!
Ayrıca PKK’nın da düzenlemeyi yeterli
bulmadığını iddia edenler var.
Neticede değişik suçlardan binlerce kişi yine
sokaklara salınacak.
Olacakları tahmin etmek çok da zor değil.
Daha önce defalarca yaşadık.
Elbette gerçekten ıslah olarak çıkanlar ve hiç
suça karışmayanlar da olacaktır.
Ama ya diğerleri…
Onların mağdur edeceği insanların hesabını kim
verecek?
Suç işlemek isteyeni ne caydıracak?
Hele de sık sık çıkan aflar, pardon infaz
düzenlemeleri, olduğu sürece…
Elbette cezayı savunmak niyetinde değiliz.
Ceza yerine engelleyici tedbirler alınması daha
önemli.
Sorunun sebebini bularak çözmek
cezalandırmaktan çok daha etkili.
Ama verdiğimiz cezaları affedince de yaptırım
gücü azalıyor doğal olarak.

Trafik Cezaları

Ülkemizde ceza ya da vergi ödemeleri için de
sık af çıkar biliyorsunuz.
Bundan sonra daha da fazla çıkacak gibi.
Çünkü yenilenen cezaları ödeyebilecek, ya da
ödeyecek, insan çok değil.
Hiçbir şekilde ödeme yapmayarak bekleyenler
için bir şey değişmiyor aslında.

Nasıl olsa zamanı geldiğinde af çıkarak
yapılandırılacak ve ödenen yüksek bir meblağ
olmayacak.
Bir şekilde ödemeye çalışanlar ise tüm
zorluklara rağmen ellerinden geleni yapacak.
Ama işin daha farklı bir boyutu var:
Burada da asıl nedeni ortadan kaldırmak yerine
cezayı seçiyoruz.
Mesela yollardaki düzensiz hız limitleri…
Bir andan doksandan elliye, yüz yirmiden
yetmişe düşen levhalar mesela…
Bunları belirli bir standarda getirebilsek zaten
cezaya çok fazla gerek kalmayacak.
Net olmayan kurallar yüzünden vatandaş da
nerede ne yapması gerektiği konusunda tereddüte
düşüyor.
Yüz onla gidebileceği yol neden bir anda elli
oluyor?
Ya da elli olmasını engelleyecek tedbirler neden
alınmıyor da sürücülerin bir anda yavaşlanması
isteniyor?
Bütün bu sorular cevapsız!
Çok önemseyip soran da yoktu şimdiye kadar
cezalandıralım gitsin anlayışı hakim olduğu için!
Ceza arttırmak halk nazarında daha dikkat
çeken bir icraat sonuçta…
Yollardaki çevresel koşullara göre tedbirler
alarak levhaları düzenlemek ise o kadar dikkat çekici
bir iş değil!
Ama Sayın Bakan durumun gözden
geçirileceğini belitti geçenlerde.
Sevindirici…
Ama kimin ve nasıl gözden geçireceği de
önemli tabi ki!