Çatalca Binkılıç Mahallesin de yapılması planlanan Mülteci Kampı diğer adıyla Geri Gönderme Merkezi ile alakalı yapılan haberleri, eleştirileri, Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’nın açıklamalarını, halkın tepkilerini başından beri takip ediyorum. Yapılan eleştirilerin bazılarını doğru buluyorum. Ancak bana yanlış gelen başka bir konu var. Evet oylarımızla Cem Kara’yı başkan olarak seçtik fakat bu kadar da teslimiyet doğru mu?

Her mücadeleyi tek başına vermesini beklemek ne kadar mantıklı bir yaklaşım acaba?

Bu mücadelenin içinde diğer partilerin ilçe başkanları, dernek başkaları, sivil toplum kuruluşları, bu kuruluşların üyeleri ve Çatalca Halkı nerede?

Binkılıç sadece Cem Kara’nın Binkılıç’ı mı?

Yapılacak olan projenin yanlış olduğunu düşünen başka kimse yok mu?

Bu sorun birlik olursak ancak çözüme ulaşabilir. Bir bütün olarak tepki verirsek sesimizi duyurabiliriz. Çünkü zarar görülürse bundan hepimiz etkileneceğiz.

AKP’li, CHP’li, MHP’li bütün partililerin, STK’ları ve halkın bütününe bunun siyasal görüşle alakalı bir durum olmadığını, hepimizin sorunu olduğunu ve ancak birlik olursak çözebileceğimizi anlatıp, beraber mücadele vermek için görüşmeler yaparak, olumlu gelişmeler sağlanılabilir. İlçedeki yöneticilerin birlik beraberliğin sağlanması anlamında eksikleri olduğunu düşünüyorum.

İmza kampanyası ile sonuç alamadık diye bu iş bitti sayılmaz. Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’nın da bazı ciddi yazışmalar ve görüşmeler yaptığını biliyoruz. Devamında bir heyet kurup Ankara’ya gidilip halkın sıkıntısı orada anlatılmalı, yine sonuç alınamaz ise halk ile birlikte otobüslere binip Ankara’ya yetkililere gidilip çözüm arana bilir. Buna benzer girişimler yapılmadığı sürece ilçe de kısır çekişmelerle, eleştiriler ile hiçbir sonuca ulaşılmaz. Eğer bir etki yaratılması gerekiyorsa o öyle dedi bu bunu söyledi gibi ifadelerle, oraya mülteci kampını yaparlar bizde ancak seyrederiz.

Farklı siyasi görüşlere sahip olmak hiçbir konuda aynı fikri paylaşmamak anlamına gelmemeli. İlçede ki yetkililer, siyasiler bu halkın menfaatlerini haklarını korumak, ilçenin geleceği adına görevleri üstlendiler ise, bu adımı birlikte atmak ilçe halkına borçlarıdır.

Artık bu egolarınızdan kurtulun, bizler ancak bütün olarak bir anlam ifade ediyoruz. Bütün siyasi parti başkaları bir araya gelip ne yapılabilir yönünde fikir alışverişinde bulunmalı ve küçük hesapları bırakmalı. Unutmayın kaybedersek hepimiz kaybedeceğiz

Başkan Cem Kara bu işin günah keçisi olarak ilan edilmeye çalışılıyor. Kimse Çatalca’ya Geri Gönderme Merkezi’nin yapılması için öneren kimdi demiyor. O zaman herkesin bildiğini ben buradan bir kez daha hatırlatayım. Çatalca Kent Konseyi Başkanı Sayın A.Rasim Yücel de söyledi. Çatalca’nın Eski Kaymakamı, bazılarının kahramanı Sayın Nevzat Taşdan, gitmeden önce Çatalca merkezinde ve Binkılıçtaki binaların değerlendirilmesini istiyor, ardından Çatalca’nın Geri Gönderme Merkezi ile ilgili macerası başlıyor. Küçük bir hafıza tazelemeseydi bu yazdıklarım. 

Ayrıca bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Daha önce yıkım için geldiklerinde Belediye Başkanı Cem Kara yıkımı durdurmak için Binkılıç Mahallesine gitmişti. O gün yıkım için gelen ekibin elinde herhangi bir resmi belge yoktu ve yıkıma izin verilmedi. Fakat bu sefer ellerinde resmi bir belge vardı, yani yıkım yasaldı. Başkan bu yıkıma engel olmak isteseydi eğer devlete karşı geldiği için ve halkı galeyana getirdiği için suçlu duruma düşmeyecek miydi?

Vatandaşlar ile askeri karşı karşıya getirdiğinde ortaya çıkacak herhangi bir arbede sonucu birinin burnu kanasa bunun sorumlusu olarak gösterilmeyecek miydi?

Bu sefer de Belediye Başkanı halkı devlete karşı kışkırtıp isyana sebep oldu diye eleştirilmeyecek miydi?

Başkan’ın yapması gereken halkı kışkırtmadan, asker ile karşı karşıya bırakmadan yasal yollarla bu işe çözüm bulmalıydı, yanlış yaptı diye bazıları tarafından yine bir şekilde suçlu ilan edilmeyecek miydi?

Vatandaş ile asker karşı karşıya gelmeden bir olumsuzluk yaşanmadan yasal yolla mücadeleye devam etmek mantıklı bir davranış olmuştur. Çünkü unutmamak gerekir ki bir Belediye Başkanı halkın güvenliğinden de sorumludur.

Şimdi de gelelim Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’nın “kelle mi ortaya koyarım”, gerekirse kepçenin önüne yatarım“ gibi mecazi anlamda söylediğini düşündüğüm cümlelerinin eleştirilmesine. Başkan Cem Kara’nın kastettiği bu duruma engel olmak için elimden geleni yapacağım manasındadır. (Yapılan iş hukuk dışı ise gerçekten kepçenin önüne tek başına çıkacağına da inanıyorum) Bu söylemi gerçek gibi kabul edip, bu sözler üzerinden yorum yapanların bilgisizliğine vermek gerekir. Seçilmiş bir Belediye Başkan’ın kepçenin önüne yatmış görmek hoşunuza gider miydi? Belediye Başkanı Cem Kara elinden gelen mücadeleyi vereceğini, o sözlerle sert bir şekilde dile getirmiştir. Bu konuyla ilgili girişimlerde de bulunulmuş, İlgili Bakanlık, Valilik ile gerekli yazışmalar yapılıp bu konudaki tepkiler bildirilmiştir. Ancak bana göre bu yeterli bir mücadele şekli değildir. Bahsettiğim gibi bu konudaki tepkileri dile getirmek için ilçemizin yetkilerinden oluşturulacak bir heyetle ilgili bakanlığa gidilip hazırlanan dilekçeler ve toplanan imzalar direkt olarak yetkili makama elden sunulabilinirdi. Halkın tepkilerini ve görüşlerini yüz yüze yapacağınız görüşme ile anlatabilirdiniz.

Her zaman diklenmek, baş kaldırmak sonuç vermez. Gerçek çözümlere akıllıca davranışlarla, kenetlenerek ulaşılabilir.

Siyasi partilerin ilçede ki temsilcileri, STK’ların yönetileri bu olumsuz sonucu tek başına Belediye Başkanı’na yüklemeleri ve nasılda başaramadı, hani kepçenin önüne yatacaktı gibi söylemleri de ne kadar anlamlı bilmiyorum. Yapılan çalışma hukuka aykırı ise o kepçenin önüne yatmak gerekiyorsa bir kişinin yatmasının bir önemi yok oraya hepiniz yatarsanız bir manası olur. Halk artık hakkını savunan, halkı için göstermelik değil geçekten mücadele eden iş başında olan yetkililer istiyor. Birbirinin kuyusunu kazan değil.Toplumsal konularda birbirine destek olan duyarlı, empati kurabilen yetkililer görmek istiyor. Halk için bulundukları koltukları, kendi menfaatleri için kullananları istemiyor. Sizler orda halkın destekleriyle oturduğunuzu unutmayın. Bu halkta öyle veya böyle zamanı gelince kendini yalnız bırakan, halkın hakkını aramaktan aciz olanlarında hesabını keser.