Öncesi pek öyle olmasa da hoşgörü ve saygı çerçevesinde bir seçimi tamamladık.

Liderler seviyesizce birbirlerine saldırsa da nezaketini kaybetmeyen seçmenlerle bir nebze teselli bulduk.

Gerginlikler, kutuplaşmaların halka o kadar da sirayet etmediğini, sesleri çok çıksa da çok küçük bir kesimle sınırlı kaldığını görmek sevindiriciydi.

Peki sonuçlara şaşıran oldu mu?

Olduysa gerçeklerden oldukça uzak dünyalarda yaşamış.

Evet olması gerekenden çok uzun süren bir iktidar mevcut…

Son dönemlerde birçok kurum niteliksiz yöneticiler dolayısıyla çözülemeyen sorunlarla dolu…

Ekonominin durumu da malum…

Depremdeki tablo da eski değil…

Salgındı savaştı derken öncesinde de birçok sıkıntı söz konusu…

Siyasetin seviyesi de ortada…

Yani bir değişim beklentisi ayyuka çıkmış…

Erdoğan taraftarlarında dahi bir alternatif ihtiyacı duyduğunu anlamak zor değil.

Ama yine de olmadı!

Sosyal medyada esen rüzgarlarla, birleşmelerin verdiği gazla bile olmadı!

Seçimden hemen sonra bile kendini göstermeye devam eden nedenler aşikar aslında:

Kendilerinde hiç hata görmeden;

Halkı aşağılayarak,

Kendi gibi düşünmeyenleri küçümseyerek,

Depremden zarar görenlere bile inanılmaz hakaretler sıralayarak,

Bunun yanlış olduğunu söyleyenlere acımasızca saldırarak,

Farklı bir şey söylemeye çalışanları susturarak,

Kendilerinkinden başka doğru olabileceğine ihtimal vermeden sağa sola saldıranlar kaybetmelerinin en büyük nedeni aslında!

Tek doğruya inanıp bağnazca saplandıkları fikirlerin dışını göremeyenler zamanla insanlıktan da çıkıyor demek ki!

***

Yıllardır kazanamamış ve siyasi hayatının neredeyse sonuna gelmiş birine bel bağlamak da işin diğer boyutu.

Daha önce de defalarca söyledik:

Bir ülke ancak muhalefet tarafından değiştirilebilir.

Ancak muhalefet değişime direnip defalarca kaybetmiş birini hala aday göstererek yeni yeteneklere fırsat vermezse durum ortada…

Çok önceden bırakması gerekenler, çocuk gibi inat ederek koltuğunu bırakmak istemiyor ve bunu da başarıyorsa kazanana saldırmak yerine kendilerini sorgulamaları daha hayırlı olacaktır.

Asıl diktatörün kim olduğunu anladıklarında her şey değişmeye başlayabilir.

Daha önce de defalarca söylediğimiz gibi:

Diktatör ararken seçim kazanarak iktidar olana değil, kaybettiği halde koltuğunu bırakmayanlara bakmak daha doğru olacaktır.

***

Oy potansiyeli olan bir lideri dışlayarak hiç oyu olmayan bir lideri masaya davet etmek ise başka bir komedi.

Muharrem İnce’nin son zamanlarda yaşadıkları ortada…

Hiç oyu olmayan Demokrat Parti’nin aldığı üç milletvekili ortada…

Bunun nedenlerini millete anlatmak oldukça zor!

HDP, terör hamasetine falan hiç girmeyeceğim…

***

Hala ikinci tur rüyası görenler var elbette.

Hala gerçeklerden uzak yaşamayı tercih edenler…

Öncelikle kendilerini değiştirmeleri gerektiğini görmek istemeyenler…

Liderini, partisini değil halkı eleştirenler, hatta hakaret edenler…

Sayıları çok fazla olmasa da sesi çok çıkan hadsiz insanlar her siyasi yapılanmada var elbette…

Her zaman da olacak…

Önemli olan onların provokasyonlarına gelememek.

Onların oluşturduğu sanal dünyalara dalmamak.

Gerçekleri görmeye çalışarak sonuca şaşırmak yerine öncesinde gereken tedbirleri almak.

Umarım ikinci tur da ilk tur gibi sessiz ve saygılı bir şekilde sona erer ve memleketimiz için hayırlı olur.