Uzun zamandır gözlemliyorum becerikli mi diktatör mü?  Ve kararımı geçtiğimiz Pazartesi meclis sonrasında verdim. Becerikli ama diktatör. Evet Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün…

Bu kanıya nereden vardığımı soruyorsanız birçok sebep sayabilirim. Geçtiğimiz Pazartesi Büyükçekmece Belediye Meclisi’ne katıldık. Meclis sonrası Sinanoba Büyük Atatürk Parkı’nı gezdik. Gerçek anlamda çok güzel bir şehir parkı olmuş. Emeği geçen herkesi canı gönülden kutlarım. Gel gelelim bu gezi sırasında şahit olduğumuz şeylere… Gezi sırasında yanımıza yaklaşan iki Sinanoba sakini kadın Hasan Akgün’ü görünce hemen parkı çok güzel olduğuna değinerek Akgün’e çok teşekkür ettiler. Övgüler karşısında göğsü kabaran, adeta gözleri ışıldayan Akgün’ün keyfine diyecek yoktu. Hemen vatandaşlarla sohbet edip fotoğraf bile çektirdi. İşin bu boyutuna kadar çok güzel geçiyordu. Lakin biraz daha ilerlediğimiz zaman başka iki kadın daha Akgün’e yaklaşarak evlerinin yakınına yapılacak olan tenis kortlarını istemediklerini söylediler. Bu durumdan çok rahatsızlardı belli ki… Fakat bizim ‘Becerikli Hasan’ birdenbire çok hiddetleniverdi. Vatandaşın şikayetini dinlemek yerine onlara sırtını döndü ve ‘hiç kimse bu tenis kortlarını yapmama mani olamaz’ diyerek oradan uzaklaştı. Vatandaşları hiç dinleme gereği duymaması bence tam bir diktatörlük örneğiydi. Bana göre konusunda haklı gibi gözükse de, vatandaşı dinleyip ondan sonra karar vermesi gerekiyordu. Neden bu insanlar tenis kortu istemiyorlardı? 10 kişiye sorsan 9’u evinin dibinde tenis kortu ister bana göre…

Başkan ve basın mensupları oradan uzaklaştıktan sonra biz oradaki vatandaşları biraz daha dinleme ihtiyacı hissettik. Şikayetleri şuydu; Evlerinin yakınında tenis kortu olması orada gecenin geç saatlerine kadar gürültü kirliliği meydana geldiğini hemen Sinanoba’nın bir başka bölgesinde de tenis kortlarının olduğunu ve o kortların yakınında oturan mahalle sakinlerinin çok rahatsız olduğunu ve bu yüzden tenis kortu istemediklerini söylediler. Her ne kadar tartışmaya açık bir konu olsa da sayın başkan kızmadan, hiddetlenmeden vatandaşları dinlemiş olsaydı bu sorunda bir orta yol bulunurdu. Örneğin; Korta belirli saatlerde yasak konulabilirdi. Sorun şu ki, belediye başkanının tavrı tam anlamıyla sürekli eleştirdiği Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la örtüşür nitelikteydi. Kendisini öven vatandaşlara koşulsuz şartsız sarılan ama kendilerinin eleştirenler olunca da yine koşulsuz şartsız hiddetlenen ve adeta vatan hainiymiş gibi davranan bir yapıdaydı. Buradan uzaklaştıktan sonra Gölet Kafe’de basının sorularını cevaplayan bizim ‘Becerikli Hasan’ bir basın mensubunun, ‘Faaliyet raporunda eğitime 10, festivale ise 37 sayfa ayrılmasını, eğitime bu kadar önem veren bir belediye başkanı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz’ sorusu üzerine başkanın yine kendisinden büyük egosu ön plana çıktı ve bu durumu ekip arkadaşlarının beceriksizliği olarak değerlendirdi. Oysaki bütün başarılar ekip işidir. Hiçbir kurumda başarı ve başarısızlık tek başına olamaz. O yüzdendir ki burada da görüyoruz Belediye Başkanı Hasan Akgün, bütün başarıları seve seve kabul ederken, başarısızlıkları da ekip arkadaşlarının üzerine atmayı tercih etti. Biz biliyoruz ki gerçek ve demokrat liderler bunun tam tersini yaparlar.

Çalışma arkadaşlarını beceriksiz olarak ilan etmek yerine, gözümüzden kaçan bir hata olarak nitelendirmesi gerekiyordu. Biz de olaya farklı boyuttan bakarsak, demek ki siz bir belediye başkanı olarak çalışma arkadaşlarınıza festivale eğitimden daha çok değer verdiğinizi hissettirmiş olmalısınız ki ekip arkadaşlarınız da ‘Aman bizim başkan festivale daha çok önem veriyor’ mantığıyla yola çıkarak sırf size şirin gözükmek için 420 sayfalık faaliyet raporu içinde eğitime 10, festivale ise 37 sayfa ayırma hatasına düşmüşler. Buradaki hata o faaliyet raporunu hazırlayanda değil, hazırlatandadır.