Gezi hareketini fitilleyen çadırları yaktıran emekli emniyet müdürü yardımcısı on ay hapisle cezalandırılmış.

FETÖ’nün bir oyunuymuş bütün olanlar…

Öyleyse geziciler neden hala vatan haini olarak anılıyor?

Neden gezi edebiyatıyla yıpratılmaya çalışılıyor ünlüler?

Düşürülen Rus uçağını vuran pilotlar da tutuklanarak terör örgütü üyesi olmaktan yargılanmıştı.

Onun altından da FETÖ çıkmıştı!

Rusya’ya diklendiğimiz sıralar zevkten dört köşe olanlar özür dilediğimizde de oldukça heyecanlanmıştı.

Her halükarda, zalimin zulmünü engellemenin hazzı yaşandı!

Peki aynı hataları muhalefet yapsaydı…

Kılıçdaroğlu aynı cümleleri sarf etseydi ne olurdu?

FETÖ’ nün siyasi ayağından OHAL’ e kadar bir şey değişir miydi?

Neyle mücadele ediyoruz?

Kendi yerleştirdiğimiz kadrolarla!

O zaman bir numaralı zanlılar parti liderleri elbette!

Özellikle de iktidar partisinin lideri olmaz mı?

Zira güç oranında bir sorumluluk söz konusu…

Aynı bakış açısı Suriye konusunda da geçerli.

Öncelikle kaşıdığımız sorun sonra bizi de vurdu.

Sonuç olarak bedeli askerimiz ödüyor ve yapılan hataların sonucunu düzeltiyor.

Ülkemiz tehlikelerden arındırılırken kazananlar siyasiler oluyor.

Kemal Bey de “Afrin ele geçirildi.” gibi sözlere tepki gösteriyor.

Haklı da!

İşgale değil, terörle mücadeleye gittik.

Askeri başarıların siyasileştirilmesine kızıyor.

Yine haklı!

Ordumuz partiler için değil ülkesi için çarpışır.

Ama durum farklı olsaydı…

Hükümette CHP, Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu olsaydı…

Aynısını yapmaz mıydı?

Ya da CHP seçmeni bundan pay çıkarmaz mıydı?

Herkesin birbirini algı operasyonu ile suçlaması var bir de!

Yapmayan var mı?

Herkese en samimi gelen kendi işine gelenler.

Hesabına uymayan herkes vatan haini…

Düşüncesi dışındakiler terörist…

Yukarıda bahsedilen her hamle aynı zamanda algıları yönlendirmeye yönelik.

Bu nasıl sağlanıyor?

Yandaş medya aracılığıyla…

Her partinin yandaşı var ama doğal olarak iktidarın daha fazla.

Güçlüden yana olmayanın işi zor!

Bezdirilmesi kaçınılmaz!

Aba altından sopa eksik edilmez.

Çünkü güç ona geçince yapacağı farklı değildir.

Herkes kendi akıbetinden korkar.

Her sürü karşıdakini kendine dahil olmaya zorlar.

Farklı bir şey söyleyenin sevme ihtimali yoktur.

Samimi değildir.

Uşaktır, ajandır, teröristtir, vatan hainidir…

Kısacası birbirimizden farkımız yok.

Mevlana “İnsan insanın aynasıdır.” derken tam da bunu kastetmiş herhalde!

Her zaman söylediğimiz gibi:

Birbirimize duyduğumuz öfke aslında kendi içimizdeki benzerliklerden kaynaklı.

Güçlü olmak haklı olmaktan önemli olduğu sürece farklı sonuçlar beklemek de zor.