Güven

Birbirimize olan güvenimizi yitiriyoruz.

Her geçen gün birbirimizden hızla uzaklaşıyoruz.

Birinin ak dediğine diğeri muhakkak kara diyor.

Gerçeklerin önemi yok!

Herkesi kendi gerçeğini mutlak gerçeklik zannediyor.

Ortak değerler konusunda dahi tam bir birlik sağlayamıyoruz.

Bu daha nereye kadar devam edecek?

Modern ve yoğun yeni dünyamız bizi nereye götürecek?

Sonunu gören var mı?

Ne olursa olsun birlikte kalmalıyız bence!

Birbirimize olan güvenimizi tazelemenin bir yolu olmalı!

Her zaman bir yolu vardır!

Tabi istersek!

Modern

Modern ne kadar modern sizce?

Ya da ne zamana kadar modern kalabiliyor?

Bugünkü modernin dünkünden farkı ne?

Ya da yarınkinden?

Günün alışılmışlıkları ya da alışılmamış yenilikleri…

Hangisi modern?

Modernlik, aslında modern olamamak olmasın!

Kuram

Ne kadar da havalı bir kelime değil mi?

Yoksa terim mi demeliydim?

Birçok alanla ilişkilendirebildiğimiz için kelime demek hakaret sayılmaz her halde!

Ama bir alanda ne kadar derin bilgilere sahip olduğunuzu göstermek için biçilmiş kaftan!

Alana ait soyut dünyaya da hakim olduğunuzu göstermenin en kolay şekli!

İlgili olmayanları saf dışı etmenin en kestirme yolu!

Düşünsenize:

Doğru olup olmadığı hiçbir zaman ispatlanamayacak, göreceliğin zirvesinde kesilen ahkamlar…

Neden bu kadar değerli dersiniz?

Belki de hayat bir kurmaca olduğu içindir!

Süre

Zamanı durdurup süremi başlatın!

İkisi birlikte akarken nasıl gerçekleri görebilirim ki?

Başlangıcı ve bitişi olmayan bir şeyin tek boyutlu mu yoksa çok boyutlu mu olduğunu tartışarak mı?

Hadi tartışalım:

Joyce’ un romanlarındaki gibi tek bir günü mü yaşıyoruz?

Zaman anlam yüklediğimiz kadar da güçlü bir şey değil mi?

Yoksa Kafka’nın anlattığı gibi zamanın elinde bir oyuncak mıyız?

Aslında başrolde zaman mı var?

Yoksa biz mi?

Bir sonuca ulaşabildiniz mi?

Öyleyse zamanı boş verip kendi süremize mi baksak?

Olan ve Yazılan

Ya da gerçek ve hakikat diyelim!

Ne far eder ki diyenlerdenseniz hiç okumamanızı öneririm devam eden satırları!

Gerçekte olanla yazılanlar arasında dağlar kadar fark vardır mesela…

Hiçbir gerçek sözcükleri tam olarak karşılayamaz.

Evet yanlış okumadınız!

Sözcükler gerçeklerden çok daha geniş ve sınırsızdır.

Mesela dünyayı olduğundan çok daha güzel gösterebiliriz sözcüklerle…

Ya da olduğundan çok daha kötü…

Bir sınırı var mı bunun?

Hayal ettiğinizden ya da yaşadığımızdan “dahası”  her zaman mümkün değil mi?

Gerçeklerden uzak kendi hakikatlerimizi oluşturabiliriz sözcüklerle…

Ama bunun da bir sınırı olmalı tabi!

Herkes kendi kurgusunu oluşturursa gerçek de nereye gideceğini bilemiyor!