Tarım ve hayvancılık alanında başarılı olduğumuzdan bahsedip, bu alanda bazı adımların atılması gerektiğini  “Çatalca Bu İşin Merkezidir” başlıklı köşe yazımda dile getirmiştim. Ülkemizde ve hatta dünyada önemli olan bir haber kanalı bu konuyu araştırmaya değer bulup, Çatalca’ya hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızla röportaj yapmak, görüş ve düşüncelerini almak için geldiler. Bizden de yardımcı olmamızı hayvan yetiştiricileri ile kendilerini görüştürmemizi rica ettiler. Haberci arkadaşlarımızı bilgi almaları için hayvancılıkla uğraşan kişilere yönlendirdik. Haberin yayınlanıp yayınlanmadığı hakkında bir bilgim yok. Ancak buradan şu önemli sonucu çıkarabiliriz. Demek ki Çatalca olarak biz bu sektörde başarılıyız ki haber kanalları dahi bu sektör ile ilgili bir haber yapacaklarsa hemen Çatalcalı çiftçilerimizin kapısını çalıyorlar.

Sizlerde artık farkına varın ve elimizdekilerin değerini bilin. Bu işle uğraşan insanlara nasıl katkı sağlanabilir, üretimi arttırmak için neler yapılabilir yönünde destekleyin, desteklenmesine katkı sunun.

            Artık sizler konuşmayı bu işin bilenine, uzmanlarına bırakın. Bu işin uzmanı da sahip çıkılmayan bir sektör olmasına rağmen bu işi bırakmayan tarım ve hayvancılıkla uğraşan halkımızdır. Bu iş ciddi bir iştir, fedakarlık ister. Bu iş yalnızca hobi gibi yapılacak iş değildir. Bu alanda faaliyet gösteren bazı işletmelerde çalışmış biri olarak gözlemlediğim bir konuyu da paylaşmam gerektiğini düşünüyorum. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın maliyeti yüksek, fakat desteklenmeyen bu sektöre küsüp, bıraktıklarını gördüm. Yemlerin ve beslemek için kullandıkları diğer yan ürünlerin fiyatlarının yüksek olmasından, veterinerlik hizmetlerinin yüksek olmasından dolayı hayvanlarını satıp vazgeçmişlerdir. Bu işe yıllarını veren vatandaşlarımızı küstürmeyip, destek olalım. Tarım ve hayvancılığa teşvik manasında imkanlar yaratalım.  Şimdi konuşma sırası onlardadır. Belki sizler kadar süslü sözlerle anlatamazlar dertlerini ya da istediklerini ama gerçek ve doğrular onların anlatacaklarıdır. Ben bu zamana kadar Çatalca’daki yöneticilerin, siyasilerin ya da STK’ların tarım ve havyacılıkla uğraşan vatandaşlarımızı toplayıp sorunları, istekleri nelerdir bu işte ilerlemeleri için neler yapılabilir, nasıl destek olunabilir diye sorduklarını veya sordularsa da bir çözüm üretildiğini, takip edildiğini hiç görmedim de duymadım da. Sormadıysanız da şimdi sorun. Bu işi oturduğu yerden yapan oda başkanlarına değil gerçekten bu işi tüm zorluklarıyla katlanan çiftçimize, hayvan yetiştiricilerimize sorun. Çiftçilerimizde, havyan yetiştiren vatandaşlarımızda çok bilinçliler. Sizlere bu konuda çok önemli bilgiler vereceklerinden eminim. Bu alanda neler yapılırsa Çatalca bir numara olur sorusunu bir de onlara sorun. Nasıl bir sistem içinde bulunurlarsa Çatalca bu işte örnek alınacak bir ilçe olur. Önce siz yetkililer inanın sonra onlara fikirlerini özgürce anlatmaları için fırsat verin, sonra da bu iş için atılımlar da bulunun. Ben bu işe inanıyorum, geleceğimizin tarım ve hayvancılıkta olduğuna inanıyorum. Üreticimizin bu işte çok bilinçli olduklarına ve Çatalcamızın kaderini sizler destek verirseniz değiştireceklerine inanıyorum. Ben inanıyorum ve bu işin takipçisi olacağım. Bu işi Çatalca’da yapan tarım ve hayvancılığın merkezindeki kişilerle söyleşi yapacağım. Gerekirse görüşüp, proje halinde getireceğim. Hazırlanan projeyi de yaşama geçirmek isteyenlere sunacağım.

ŞİMDİ VİZYONUNUZU YARATIN

Ne zaman kiminle tanışacağınız ya da gelecekte tanıştığınız birinin kim olacağını bilemezsiniz. Arnold Schwarzenegger henüz ünlü değilken, Aç Kal adlı gişe geliri açısından hayal kırıklığı yaşadıkları filminin tanıtımı için Tucson’a gittiğinde bir haberciye röportaj veriyor. Habercinin sorduğu soru şuydu “Şimdi artık vücut geliştirme sporunu bıraktığına göre, bundan sonra ne yapacaksın?”

 Arnold’un verdiği cevap oldukça sakin bir şekilde “Hollywood’un gişe rekorları kıran gelmiş geçmiş en büyük yıldızı olacağım” olmuştur. İlk girişiminin başarısızlığından ve Arnold Schwarzenegger’in o zaman ki devasa vücut yapısının sinema izleyicisi tarafından ilgi uyandırmayacağı düşüncesiyle röportajı yapan tarafından pek ciddiye alınmamıştır. Hollywood’un en büyük yıldızı olmayı nasıl başarmayı planladığını sormuş.

Verdiği cevap gerçekten çok etkileyici “Vücut geliştirme sporu sırasında izlediğim yöntemle” deyip açıklamış. Yapmamız gereken şey ne olmak istediğinize ilişkin biz vizyon yaratmak ve sanki o görüntü daha şimdiden gerçekmiş gibi, o resme uygun yaşamaktır.

Benim okuyup, etkilenmiş olduğum bu röportajın vizyonla alakalı kısmını sizlerle paylaşmak istedim. Hepimiz sabahları onun için uyanacağımız, yaşamımızı ona göre planlayıp, ona göre hareket edeceğimiz bir vizyon yaratmalıyız. Bir an bile vizyonsuz yaşamamalıyız. Hayata bakışımızın nasıl değişeceğini, anlamsız gelen hayatın ne kadar da anlam kazandığını, uğruna yaşayacak bir şeyimizin olduğunu bilmek özgüdüleme yeteneğimizin gelişmesine nasıl fayda sağladığını göreceğiz. Önemli olan vizyonumuzu yaratmak ve bu yolda inanarak ilerlemektir.