Yeni Zelanda’da gerçekleşen terör saldırısı ilk değil, son da olmayacak!
Ama bunun Hıristiyanlıkla bir ilgisi yok.
Tıpkı Ortadoğu’yu kana bulayanların İslamiyetle ilişkisi olmadığı gibi.
Yeni Zelanda da bunu çok güzel bir şekilde dile getirdi.
Verilebilecek bütün cevapları verdi.
Sözleriyle, eylemleriyle üzüntülerinin ne kadar samimi olduğunu gösterdi.
Terör vahşetinin bir din, ideoloji ya da etnik grupla ilişkili olmayacağını ispatladı.
Keşke bütün Avrupa böyle onurlu bir duruş sergileyebilse…
Allahtan sağduyu dileyelim!
Tabi bizimkilerede!

Saldırının ardından yine Ayasofya da Ayasofya diye çığırtkanlık yapılmaya başlandı.
Nasıl bir ilgi kuruluyor anlamak güç!
Sayın Cumhurbaşkanı da güzel bir cevap verdi.
Önce Sultanahmet Camii dolarsa gündeme getirebiliriz mealinde bir şeyler söyledi.
Biraz siyasi olsa da oldukça haklı ve mantıklı bir cevap!
Oda ne?
Birkaç gün sonra fikrini değiştirdi Sayın Cumhurbaşkanı!
Adı camii olarak değişebilir dedi.
Tabi seçim zamanı ve seçmeninin arzularını biliyor.
Ancak asıl sorun şurada: Bu arkadaşların namaz kılmak gibi bir derdi yok!
Amaç şüphesiz provokasyon…
Daha önce de ağızlarının payını almışlardı.
Şimdi seçimlerden dolayı daha yumuşak bir geçiş oldu.
Ama vazgeçecekler mi?
Elbette hayır!
Sorunun bir de diğer boyutu var:
Mevcut camiiler dolmazken neden sürekli yenileri yapılıyor?
Kalıcı eser bırakmak için mi?
Hani önce mevcutlar dolmalıydı?
Neyse…
Allah’a havale edelim…

Yine seçimler geldi çattı!
Her defasında bir an önce bitse de kurtulsak diyoruz ama bir türlü bitmiyor.
Hemen sıradaki geliyor ve gerginlikler sürüyor.
Bir iki yıl öncesinden seçim çalışmalarına başlayan başka ülke yoktur herhalde!
Safları sık tutmak, düşmana fırsat vermemek için midir nedir?
Artık neyin düşmanıysa?
Ne diyelim?
Allah muvaffak etsin!

Bir de enflasyon var!
Doksanlarla kıyaslayınca önemli değil gibi görünse de beş yıl öncesiyle kıyaslayınca oldukça can yakıyor.
Topyekun mücadeleyle ancak baş edebiliyoruz!
Artık ne kadar edebiliyorsak, halk olarak göğüslüyoruz.
Siyasiler herhangi bir bedel ödedi mi?
Önemli değil, yine olsa yine göğüsleriz.
Öncesini de sormayız!
Gereken tedbirler alınmamış olabilir!
Ekonomi kötü yönetilmiş olabilir!
Kişisel ve fevri kararlarla devletimiz zarara uğratılmış olabilir!
Yanlış dış politikalar kahramanlık olarak yutturulabilir?
Yutarız…
Yeter ki bundan sonrası için ders alınmış olsun.
Gerçekten alınmış mıdır?
Böyle bir ihtimal var mı?
Allahtan ümit kesilmez diyelim…

Paramız yine hızla değer kaybediyor.
Kimine göre dış güçlerin oyunu, sadece spekülasyon.
Kimine göreyse memleket elden gidiyor.
Her iki taraf da birbiri için vatan haini!
Gerçek soruna odaklanan yok!
Herkes birbirini yıpratma derdinde.
Sonuç da ortada işte…
Var mı değişen bir şey?
Allah bilir…

Deprem olmadan çöken binalarımız var! Sık sık karşılaşıyoruz.
Daha geçenlerde İstanbul’da çöken bina hepimizi derinden yaraladı.
Depremlerde neler yaşadığımız da malum! Yabancısı değiliz.
Hiçbirisi ilk değil, maalesef son da olmuyor!
Mimariyle ilgili yapılan hatalar itiraf edildi.
Bu büyük bir gelişme tabi. Gelecek için ümitleri yeşertti.
Ama ne kadar gelecek?
Gerçekten gelecek mi?
Allahtan hayırlısını dileyelim…

Allah bilir bilmesine de…
Allah çalışanı muvaffak eder, çalışana hayır getirir, çalışana ümit verir, kendini geliştirene sağduyu nasip eder.
Sadece elinden geleni yapanlar Allaha havale edebilir.
Sadece inanarak olmuyor bu işler, okumayı ve çalışmayı da emrediyor Rabbimiz…