Bir zamanlar faizlerin sekizlerden dokuzlara çıkması gereksiz görülerek merkez bankasına baskı yapılırdı.

Araya giren bakanlar harcanırdı…

Derken onlar on birler, on iki on üçlere çıktı diye söylenmedik söz kalmadı.

Dönemin ekonomi bakanı alttan alarak daha yumuşak davransa da bir süre sonra koltuğunu koruyamadı.

Ekonomiyi ayağa kaldıran uzun bir süre sürdürülebilirlik kazandıran bakanlar bugün tarih oldu.

Dünyadaki krizlerden en az etkilenen ülke olmamızı sağlayanlar artık yok!

Gerekçelere saygı duymak gerekir elbet.

Ama aynı disiplin neden sürdürülmedi diye defalarca sorduk?

Cevap var mı?

Yok!

Netice ortada…

Suçlu kim?

Dış güçler…

Eyvallah!

Peki şimdi %24 nedir?

Demek ki gerekince arttırılabiliyormuş!

Hem de yedi puan birden!

verilen tepki bir puana verilenin onda biri değil.

Bu konu nasıl açıklanacak çok merak ediyorum.

Aslında karşıyız ama ülkemiz için yaptık!

Süper!

Daha önce başka ülkeler için mi artırıldı?

Bir puan düşmanlar için yedi puan vatanım için mi?

Zamanında tahammül edilemeyen bir puanlar birike birike on yedileri geçti.

Tek seferde altı yedi puanlık artırımları gerektirdi.

Tabi okuyabilene…

Karşılaştırma yapamayan, geçmişi unutan, her halükarda rüyasından uyanmak istemeyenler için sorun yok.

Ortada büyük bir başarı var!

TL yüzde dört beş değer kazandı.

Euro yedilere, dolar altılara geriledi…

Helal olsun valla!

Bana Ne!

Döviz kurlarıyla ilgili çok önceden belirtilen öngörüler birer birer fazlasıyla gerçekleşti.

Artık sanal piyasalardaki etkileri yanında direk halkı etkileyen gerçek piyasalarda da etkileri hissedilmeye başlandı.

Dolardan bana ne diyenlerin konuşacak sözü kalmadı.

Durumu tamamen papaza bağlayanların yaşadığı masal dünyası da elbet gerçeklerle yüzleşecek.

Dış güçler iddiaları ile zafiyeti görmezden gelenler bir gün kafasını kumdan çıkaracak.

Herkesin mevcut durumdan sorumlu olduğu gerçeğini anlamayanların kabuklarını kırmasını ve her şeyi anlamasını beklemek biraz komik görünebilir!

O zaman umudumuz seçilenlerde…

İktidarın hatalardan ders alarak aynı çukura tekrar tekrar düşmemesinde…

Romantik bakış açısından kurtularak gerçekçi politikalar üretmesinde…

Çağımız savaşlarının kılıçla, topla tüfekle değil teknolojik gelişmeler ve disiplinli çalışmalarla kazanılacağını kavramasında…

Bunu halkımızın da anlaması güzel olur elbette…

Ama bunun için çok zaman var gibi!

İnşallah anladığımızda çok geç olmaz!

Nöbetçi Banka!

Halk Bankasının gece yarısı kur değişikliğiyle yarı fiyatına döviz satarak birilerini zengin etmesi herkesi rahatsız etti.

Çeşitli esprilerin yanında isimlerin açıklanması isteği artınca hacker falan denilerek geçiştirildi.

Üzerinden zaman geçmesine rağmen hala rahatsızlığı sürenler var.

Biraz gerçekçi olalım!

Bu işi yapanlardan isim istiyoruz?

Olmaz ya, diyelim ki açıkladılar…

Gerçekten asıl isimlere ulaşılabileceğine inanan var mı?

Yoksa muhabbet olsun diye mi konuşuyoruz!

Neyse…

Bu konudaki en tuttuğum espri ‘Nöbetçi Banka’ ifadesiydi.

Gerçekten bayıldım.