SON DAKİKA

Haber Ekspress

SEZER’İN ‘ADALET’ SERGİSİ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ

Gazetemizin köşe yazarlarından Tülin Taylan Sezer, pandemi döneminde çizdiği resimleri sergiledi.

SEZER’İN ‘ADALET’ SERGİSİ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
Bu haber 04 Eylül 2020 - 15:41 'de eklendi.

ADALET

Tülin Sezer eserlerinde kendi dünyasını fantastik üslupla renk boyutunda renkli bir anlayışla ifade ederken aynı zamanda günümüz toplumsal sorunlarına yabancı kalmayan duyarlı bir kimliği yansıtıyor.

“Adalet” serisi yapmaktaki amacını; kızının avukat olması ve sürekli hukuk konularıyla iç içe olmasından kaynaklandığını dile getiren Sezer, Türkiye’deki adalet sisteminin doğru ve adil uygulanmadığına dikkat çekmek istediğini söyledi. Tam anlamıyla yaşadığımız dönemi ve kadının doğasını yansıtan ve kadın figürüyle gündemdeki “İstanbul Sözleşmesi” tartışmalarına da tepki niteliğinde genel bir mesajı da yansıtan eserleriyle ilgi odağı olan Sezer, Kırım kökenli oluşu ve etnik kimliğiyle de sergide dikkatleri üzerine çekti.

KIRIM MÜCADELESİ

“İnsan hak ve özgürlüklerine aykırı her türlü insanlık ve ahlâk dışı yöntemi kullanan bir devlete ve yönetimine karşı, korkusuzca vatanlarına ve haklarına sahip çıkan Kırım halkının bu direnişi silahsız, sivil bir direniştir” diyen Sezer, “Teröre başvurmanın akıllardan dahi geçmediği tarihî bir direniştir. Bu direniş, 18 Mayıs 1944’de vatanlarından sökülüp atılan bir halkın direnişidir. Bu direniş, işgalden sonra şehit edilen, Reşat Ametov’un öksüz kalan üç çocuğunun, babaları halen hapiste olan 166 çocuğun, işgalden sonra sabaha karşı basılan yüzlerce evde korkuyla ve ağlayarak uyanan çocukların direniştir. Bu direniş Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatar Millî Meclisi ile yürüttükleri bir hak mücadelesidir” ifadelerini kullandı.

TABLO HEDİYE EDECEK

Kırım Türkü olan Tülin Taylan Sezer, Kırım’da sergi yapmayı hayal ediyor. Kırım işgal altına ve tepkisini resimlerinde göstermek ve Kırım için, soydaşlarımız için katkıda bulunabilmek, ayrıca Kırım’daki zor durumdaki soydaşlarımız için kampanya yapmak istiyor. Çatalca Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ne bağış olarak belli bir miktar para yatırıp makbuzunu getirenler Tülin Sezer imzalı yağlı boya tabloya sahip olacaklar.

Tülin Taylan Sezer kimdir?

1971 yılında Çatalca’da dünyaya geldim. Evli ve iki çocuk annesiyim. Yağlıboya resim sanatçısıyım, soyut resim çalışmaktayım. Yaklaşık 15 yıldır çeşitli resim kurslarına giderek ve ressam İsmet Yavuz hocamdan özel ders alarak kendimi geliştirdim.

Dedelerim Kırım’dan göç ile gelip Çatalca’nın İzzettin köyüne yerleşmişler. İstanbul’un şirin ilçesi Çatalca’ya 5 km. mesafede, Anadolu’yu Avrupa’ya bağlayan demiryolunun hemen kenarında yer alan İzzettin köyü, 1860’lı yıllarda anavatan Kırım’dan göçenlerce kurulan bir Kırım Tatar köyüdür. Kırım’ın Bahçesaray’a bağlı Almatarhan, Çotkara ve civar köylerden toplanan bir kısım Kırım Tatarı “Artık bu gâvurda yaşanmaz” diyerek Aktopraklar’a göçmeye karar vermişler.

Başlarında Hacı Abdurrahman Efendi, Hacı Zahit Efendi, Hacı Ahmet Kazan Efendi ve Ömer Seyfettin Aga’nın bulunduğu 66 hane Kırım Tatar halkı, Kırım’ın Yarbaşı iskelesinden 18 Ekim 1856 tarihinde vapurla Türkiye’ye göçmüşler. Toprağı biraz kıraç olsa da, İstanbul’a yakın olması düşüncesiyle, ‘çocuklarımızın tahsil görme imkânı olur’ diyerek, çiftliği almaya karar verirler. Aile büyüklerinden 10 kişi 66.000 altın ödeyerek çiftliği alırlar. Diğer 56 hane borçlarını bu 10 kişiye peyderpey öderler. Ahalinin bir kısmi Çatalca’ya göç eder. Köyümüz tahsil ve memuriyet için fazlaca göç vermiştir. Çalışkan ve misafirperver bir köydü. Birçok politikacı, bilim insanı, sanatçı ve de mimarı bu köy yetiştirip ülkemize kazandırmıştır.

Çocukluğum köyde geçti ve daha sonra evlendim iki çocuğum oldu. O arada dışarıdan devam etmekte olduğum Fatih Kız Lisesi Matematik Bölümünü tamamladım. Çatalca Lisesi birinci sınıfında matematik dersinden kaldığım edebiyat bölümünü bırakıp sosyal bilimlerden devam ederek diplomamı aldım. Sayısız resim ve çeşitli kurslara devam ettim. Daha sonra iki üniversite bitirdim. Halkla ilişkiler medya okuryazarlığı ve işletme fakültesini açıktan bitirdikten sonra okumanın yaşı yoktur düşüncesiyle en son İstanbul Rumeli Üniversite’sinde Siyaset Bilimi ve Ekonomi Bölümde yüksek lisans yaptım. Güzel sanatlara ilgimden dolayı tez araştırmalarımda yerel yönetimler konusuna ağırlık vererek  “Yerel yönetimlerde kültür ve sanat” konusunda tez yazdım.

Yüksek lisans eğitimimde kültür ve sanat konulu tezimi hazırlamamda ve sadece resim yapmak değil resim sanatı konusunda bilgilenmek ve bilinçlenmem konusunda beni motive eden değerli hocalarıma minnettarım.

Kendi atölyemi açtım. Resim çalışmalarıma devam ederken çocuklara resim dersi eğitimi verdim. Bir arkadaşımla Beylikdüzü’nde bir karikatürist ve bir ressam arkadaşla sokak sergimizi gerçekleştirdik. Çeşitli karma sergilere katıldım. Ankara’da “Kırım Sürgünü” konulu uluslararası resim sergisi ve yarışmasına katıldım. İstanbul, Manisa ve Bodrum’da çeşitli karma sergilere katıldım ve katılmaya devam ediyorum. En son şuan gerçekleştirmiş olduğum solo sergimi açtım.

Renklerin psikolojisi olduğuna kesinlikle inananlardanım. Evet, duyguların da rengi vardır. Ateşin ve sıcaklığın renkleri olan ve insanda sıcaklık ve canlılık hissi uyandıran Kırmızı, Turuncu ve Sarı renkler sıcak renkler kızıl tonları ve bakır tonları benim renklerim diyebilirim. Dünyanın kapılarını aralayıp kendi yorumumu kattığım, kendi renklerimin ustası, kendi hayallerimin kahramanı olmak heyecan verici…

Resim; derin ve sembolik olmalı. Konulu çalışırken bir tarzım, duruşum ve rengim olmalı diye düşünürüm. Bir konuyu ele aldıysam her bir tabloda konu başka başlıklarla önüne çıkmalı izleyicinin. Seri bütününde aynı olmalı. Ben anlamlı olanı aktarmaya çalışırken bir güzellik yaratmaya çalışıyorum. Bir tarafım biraz karamsarken diğer tarafım daha aydınlık, daha pozitif ve yapıcıdır. Bu direkt çalışmalarıma yansır. Aşkla, sevgiyle yaparım resimlerimi. Ön plana çıkartmak istediğim hisleri yansıtan en kuvvetli aracım renklerdir.

Kızıl tonlarını sevenler ‘arkadaş canlısı’ oluyor derler ya öyleyim galiba. Enerjik bir şekilde dışa açık ve doğru hareket etmeye hazır bir kişilik yapısına sahip. Bağışlayıcı.

Bir tabloda en önce kafamda bir form oluşturuyorum. Konu seçiyorum. Fantastik soyut illüzyon diye adlandırabilirim resimlerimi. Daha sonra rüyalarımdan etkilendiğimden bahsetmiştim ya, rüya yorumlarımın bende uyandırdığı ruh haliyle, hislerimle resme renk veriyorum. Resimde renge gidiyorum. Bu tamamen psikolojik. İçimden geldiği gibi ve doğal. İçsel.

Resimlerin de bir ruhu olduğuna inanıyorum ve izleyicide bıraktığı his benim için önemli. Bu arada resimlerim hiçbir zaman bitmez. Sona erdirmem yani. Ta ki beğeniye sunup tablo benden çıkıncaya dek.

Özetle, renkler sınırsız ve başı sonu olmayan denizdir. Her gün uyandığımızda rujumuzun, giyeceğimiz kıyafetin renginden tutun da dinleyeceğimiz müziğin bile rengini seçeriz. Mis gibi kokan bir kekin rengi, kırgınlıklarımızın rengi, sevinçlerimizin rengi, aşkın rengi abaca hangi renk? Ben tuvale resim yapmaya bu hislerle başlayarak tam da bu sorulara cevap arıyorum.

Seçimlerimizi bizi en iyi tanımlayan renklerin kollarına bırakıyoruz. Kendimizi ifade ederken aslında aynadan yansıyan renklerin ruhu. Mavi-Yeşil-Kırmızı-Sarı dizilimi duygu dünyamda zümrüdüanka kuşunu hatırlatır bana.

Haber Ekspress – Özel Haber

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
şanlıurfa urfa