Çatalca AKP İlçe Teşkilatı Yönetim Kurulu isimlerini geçtiğimiz günlerde açıkladı. Listedeki yeni isimler şaşırtıcıydı. Çatalca için hayırlı olmasını diliyorum. Çatalca’nın siyaset hayatında kimler geldi kimler geçti. Aktif olarak halk adına hizmet eden aklıma kazınan isimler pek olmadı. Her yeni isimler yeni umutları da beraberinde getirdi. Zaman içinde umutlar yerini çoğunlukla pişmanlıklara bıraktı. Benim dileğim bu yönetimde Çatalca adına söz sahibi olmaya hak kazanmış olan şahısların aldıkları sorumluluğun bilincinde olmaları ve şahsi çıkarlarını bir yere koyup, halka hizmet için bulunmalarıdır.

Yazıma her ne kadar AK Parti ile başlamış olsam da aslında bu yazımda siyasete genel olarak bakmak ve siyasetçilerin taşıması gereken özelliklerinde bahsedip, kendime göre yorumlamak istiyorum.

Toplum hayatının doğasında çatışma olgusu yatar. Siyaset, bu çatışmayı kontrol altında tutmaya, düzenlemeye, uzlaşma ve anlaşma ortamı yaratıp çatışmaları sonlandırmak için yol bulmaktır. Bu çatışmada güçlü olanın güçsüzü ezmemesi için ortak kurallar olmazsa eğer toplumda kaos ve kargaşa hali olur. Siyaset felsefecisi Thomas Hobbes “insan insanın kurdudur” diyerek bunu anlatmıştır.

Ancak günümüz siyaseti yerelde ve genelde asıl amacından sapmıştır. Siyaset hayatında halkı temsil ettikleri bilincini kaybeden, siyasetçilerimizin birçoğu bunu kendilerine bir güç bir etiket manasında kullanmayı tercih etmişlerdir. Siyaset yapmak toplumsal konulara bir çözüm sunmak, sorunlar karşısında uzlaşmacı bir tavır sergilemek olmalıyken, şuan da siyaset kendi çıkarları uğruna bazı kapıları açmak için anahtar olarak kullanılıyor.

Yerelde yapılan siyasete baktığımızda partilerin yönetiminde bulunan isimlerin bazılarının topluma değer katacak hiçbir faaliyette bulunmadıklarını sadece ismen yer aldıklarını görüyoruz. Bir kısmının da iş hayatlarında bulundukları siyasi konumlarını isimlerinin başına eklenen bir unvan olarak kullandıklarını ve bunu reklam malzemesi yaptıkları ortadadır.

Oysa ki siyaset, sürekli yenilenen ittifaklar sanatıdır. Bu işe başlamış insanlar artık kendi hayatlarından öte başka hayatlarında sorumluluklarını almış olduklarının farkında olmalılar.

Her zaman halkla iç içe, halkın sorunlarıyla ilgili ve çözüm odaklı davranışlar sergilemeliler.

Bence bu kişiler belirlenirken halk adına planlarının, projelerinin ve çözümlemelerinin sorgulandığı bir süreçten geçirilmeleri gerektiği düşüncesindeyim. Beklide bu konunun uzmanı kişiler tarafından kişilik analizleri bile yapılmalıdır. Çünkü bu farklı bir görevdir. Sadece iyi bir iş adamı parasal gücü var,  başka bir isimse avukat bunun bir unvanı var gibi bana göre siyasette başarılı olacaklarının göstergesi olmayan nedenlerle alınması doğru değildir. İş hayatında çok başarılı bir insanın toplumsal konularda halkı birleştirici, uzlaştırıcı ve pratik çözümler sunan biri olduğu ve siyasette de başarılı olacağı anlamına gelmez, gelemez.

Ülkemiz şuan da bir kaos ve kargaşa içinde ve bunun sebebi uzlaştırıcı bir siyaset izlenmemesinden dolayıdır. Yani günümüz siyasetçileri bulundukları yeri kendi hırsları için kullanarak siyasetin amacının dışına çıkmışlardır. Toplumumuzdaki bu ayrımcılık bu kaos ortamı siyaset hayatına başlayacak insanların artık belirli analizlerden geçirilerek siyasetin içine alınması gerektiği görüşündeyim. Çünkü ben halkın kaderinin egolu, hırslı, ayrıştırıcı, uzlaştırıcılıktan uzak, ben merkezli, birlik beraberlik bilinci taşımayan, kendi menfaatlerini halkın menfaatlerinden üstün tutan siyasetçilerin ellerine teslim edilmesinden yana değilim.

Bir işe alınırken kişiler iş için uygun olup olmadığına karar vermek, o iş yerine fayda sağlayıp sağlamayacağına bakmak için çeşitli kişilik ve yetenek testlerine tabi tutuluyorsa, o zaman bütün vatandaşlarımızın sorumluluklarını alacak kişilerin bu yeteneğe sahip olup olmadığına da bakmak gerekmektedir.

Siyasetçilerimizin, siyaseti manasına uygun şekilde yapmalarını istiyoruz. Fakat siyasetin Arapçadaki manası olan “at bakıcılığından” bahsetmiyorum. Artık halk kaos istemiyor. Uzlaşmacı, birlik beraberliği sağlayacak, çözüm odaklı, görevinin farkında, vatansever, üstün vasıflara sahip siyasiler görmek istiyor. Cahil, kendini bilmez insanların fikirlerini dinlemek ve çatışma içinde yaşamak istemiyor. Kurt siyasetçilerin kuzusu olmayacağız.