Yeni bir seçim yaklaşıyor.

İhanet ihanet deyip duranların sayısı artacak giderek!

Kendisi gibi düşünmeyen herkesi hain olarak görenler coştukça coşacak.

Herhangi bir kitleye mal ederek söylemiyorum, her zihniyette ziyadesiyle mevcut kendileri.

Herhangi bir kriterleri var mı?

Yok!

Herhangi bir delilleri var mı?

Yok!

Konuşulan konularda derin bilgileri var mı?

Yok!

Ama ahkam keserek yargılar dağıtmakta da üzerlerine yok!

Kendilerine sorarsanız kötü bir niyetleri de yok aslında, kendilerince memleketi düşünüyorlar!

Ama hepsi için anlayamadığı herkes hain, anlayamadığı her davranış ihanet!

Cehaleti yenemeyen hiçbir savaşın başarılı olamayacağı yüz yıl önce söylenmiş zaten.

Buna rağmen ihanetin kaynağı olarak görülen cehalet günümüzde ihanetin ta kendisi olmuş.

Israrla da böyle sürsün isteniyor.

Ya da değiştirebilecek irade oluşmuyor.

Çünkü yanlışlar bile bile sürdürülüyor.

Mesela eğitim!

Hala yüz yıl önceki yöntemlerle bilgi hamalları yetiştiriyoruz.

Fatih projesi, akıllı tahta, Teknofest falan deyip duruyoruz ama donanımdan önce temel olarak eğitim yaklaşımımızda bir takım değişiklikler yapmak gerekiyor.

Analitik düşünme, yorumlama ve öğrenmeyi öğrenmeden çok uzak görünüyoruz.

Alabildiğine bilgi yüklemesi yapmaya çalışıyoruz!

Bilgiyi hayatla ilişkilendirme ve kullanma konusunda pek kaygımız yok!

Doğal olarak diğer alanlarda da tartışmalar bir türlü bitmiyor.

Hukuk sistemimizin hali onlarca yıldır tartışılıyor…

Bu günkü mesele değil yani!

Ama son günlerde en seçkin hukukçulardan oluşması gereken kurumlarda bile yaşanan tartışmalar görüyoruz.

Sağlık sistemimiz nispeten iyi gibi görünse de kendi vatandaşlarımız devlet hastanelerine giremeyecek durumda.

Özel hastanelerdeki fahiş fiyatları karşılayamayanlar devlet hastanelerinden randevu da bulamayınca mecburen özel hastane kapılarına yığılıyor.

Ekonomik olarak yıllarca ısrar ederek düştüğümüz durumu şimdi düzeltmeye çalışsak da öyle birkaç yılda düzelecek gibi görünmüyor.

Israrların bedelini her alanda ziyadesiyle ödüyoruz anlayacağınız.

Bir süre daha da ödemeye devam edeceğiz gibi görünüyor.

Ama gün geçmiyor ki yenileri eklenmesin sorunlarımıza…

İnsani ve dini duyguları sömürmek de hala ısrarla sürdürdüğümüz yanlışlardan…

Bu aralar Mehmetçik Gazze’ye sloganı atan din tüccarları popüler!

Bu konuda hassasiyet sahibi kitleleri harekete geçirmek gayretindeler…

Evet, masum insanlar ölüyor…

Evet, ne kadar inkar edilse de konunun dini bir altyapısı var…

Evet, İsrail katil ve kadın çocuk demeden öldürmekten kaçınmıyor…

Elbette buna ses çıkarmak ve karşında durmak gerekiyor.

Ama tek suçlunun İsrail olduğunu düşünmek, arkasındaki güçlerin aslında Hamas’ın da arkasında olabilme ihtimalini düşünmemek, Hamas’ı sütten çıkan ak kaşık gibi Filistin’le özdeşleştirmek, Hamasın da masum insanlara saldırdığını göz ardı etmek ne kadar doğru?

Siz de çevrenizde tanık olduğunuz olaylardan birçok örnek verebilirsiniz eminim!

Çok farklı konularda da benzer durumlarla karşı karşıyayız!

Biraz değişmeye çalışarak kafasını kaldıranlar da döneklikle suçlanarak dışlanıyor…

Yanlışta ısrar etmeye zorlanıyor.