Yeni eğitim öğretim dönemimiz başlıyor.

Hem de yeni bakanımızla.

Eğitimci olmayan bakanlarla ilgili daha önce çok konuştuk.

Yeni bakanımız da eğitimci değil ama en azından eğitimin içinden geliyor.

Kendisine başarılar diliyoruz.

Şimdiden yapılan bazı değişikler önümüzdeki dönemin tüm öğrenciler için biraz farklı olacağının sinyallerini veriyor.

Anlayacağınız yeni eğitim öğretim yılına başlarken yine birçok değişimle karşı karşıyayız:

Liselerde sınıf tekrarı, devamsızlık durumları…

Tüm okullarda cep telefonu kullanımına ilişkin düzenlemeler…

İlkokullarda sınavların kaldırılması…

Açık liselere geçişlerin zorlaştırılması…

Mesleki eğitim merkezlerinde 11 ve 12. sınıflardaki öğrencilerin kalfalık ve ustalık belgeleri almaları…

Ortalama ile ya da borçlu geçme durumlarının kaldırılması…

Devamsızlık ve sınıf tekrarıyla ilgili oldukça ayrıntılı ve karışık düzenlemeler…

Bu düzenlemelerin eğitime eğitim ve öğretim kalitesi yükseltip yükseltmeyeceğini göreceğiz.

Bunların birçoğu için geç bile kalınmış denebilir ama devamsızlık ve sınıf tekrarı konusundaki karışıklıkların giderilmesi gerekiyor gibi.

Eğitimin en önemli sorunları bunlar mıydı dediğinizi duyar gibiyim!

Elbette değil, dahası da gelecektir ama benim asıl takıldığım nokta kağıt üzerinde alınan kararlarla bunları değiştirmek mümkün olacak mı?

Şimdiye kadar değiştirildiği söylenenler gerçekten değişseydi söyleyecek bir şey yoktu.

Ancak aynı şeyi yaparak farklı sonuçlar bekleyerek görüldüğü gibi bir yere varamıyoruz.

Demek ki öncelikli tartışılması ve ortak noktaların belirlenmesi gereken konular var:

Mesela eğitimden ne bekliyoruz?

Okulların öncelikli amacı ne olmalı?

Yaşam için mi sınav için mi eğitim vermeliyiz?

Belki daha da önemlisi eğitimi temel bir ihtiyaç olarak görüyor muyuz?

Sonrasında aldığımız tüm kararlar sahada gerçek olarak uygulanabiliyor mu?

Yani değiştirdiğimiz şeylerin gerçekten değişip değişmediğini doğru takip edebiliyor muyuz?

Diğer taraftan değişimleri gerçekleştirecek öğretmenlerimiz bu konuda yeterince nitelikli ve istekli mi?

Öğretmenlerin görüşlerini almadan ve onları ikna etmeden yapılan değişiklikler ne kadar kağıt üzerinden uygulamaya geçebilir?

Daha neler, neler…

Ben aklıma ilk gelenleri yazdım.

Siz de başkalarını ekleyebilirsiniz.

Bunları çözmedikçe diğer bütün değişimler suya çizilen yazının ötesine geçebilir mi?

Bunu daha önce defalarca deneyimlemedik mi?

Olsun, bir defa daha deneyelim diyerek attığımız adımların bedelini yine biz ödeyeceğiz ama “-mış gibi” yapmaktan yine de vazgeçemiyoruz.

Sürekli değişiyoruz, değiştiriyoruz…

Araştırmadan değişerek ve değiştirerek her şeyi düzelteceğimizi zannediyoruz!

Neyse…

Yine Allahtan ümit kesilmez diyelim.

Yeni değişimlerin hayırlara vesile olmasını dileyelim.

Yeni eğitim-öğretim yılımız inşallah yeniliklerin uygulandığı ve gerçekten değişimin başladığı başarılarla dolu bir yıl olur…