Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü, birde gerçeklerin peşinden gittikleri için, gerçekleri yazdıkları için işinden olan ve şu an çalışmayan, çalışamayan gazeteci dostlarımız var. Onlarında günü kutlu olsun…
“Gazeteciler gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Fakat öyle bir devirde gazeteciler görevlerini yerine getirmeye çalışıyor ki; kimsenin kimseyle samimi olmadığı, dinlemediği, konuşmadığı, konuşamadığı ve düşüncelerini özgürce ifade edemediği, konuşmanın ve yazmanın büyük oranda suç olduğu bir zamanda gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Türkiye şartlarında bu işi yapmak kolay olmadı ve sanırım olmayacakta, ne yazık ki gidişat bunu gösteriyor. Özgürlüğümü ifade etmek, düşünce özgürlüğümü kullanmak istiyorum, maalesef öyle olmuyor!
Basın demokrasinin temel taşlarından biridir. Gidişatı sorgulayan tek güç medyadır.
Her yıl, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü olarak kutlanıyor. 2019 yılı dahil, cezaevinde onca gazeteci düşüncelerini ifade etti diye haksız yere yatıyorken, kimler hapishanedeki gazetecilerin gününü kutlamaya gittiler merak ediyorum doğrusu. Bir an öncede çıkmaları, kutsal ve tehlikeli mesleklerine biran önce kavuşmaları dileğimle. Türkiye’nin cezaevinde en çok gazeteci bulunduran ülkelerinden biri olması da bizi daha çok üzüyor.
Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Muammer Aksoy, Musa Anter ve daha ismini sayamadığım 50’ye yakın faali meçhule düşen gazeteci dosyası varken, gazeteciler yazdıkları yazı, yaptıkları haber nedeniyle saldırıya uğrarken, ölümle ve hapisle tehdit edilirken, siyasilerden herhangi birinin hakkında yazılan yazısı hoşuna gitmedi diye veya onu eleştirdi diye işinden, aşından kolaylıkla kovulan yüzlerce gazeteci varken, 2019 yılı dahil 215 televizyon kanalı, 100 yerel ve ulusal gazete kapanırken, Basın Yayın kuruluşları, ekonomik sıkıntıya düşerken veya kapatılırken bu 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü nasıl kutlayacağız?
MEDYA ÖZGÜR OLMALIDIR.
Medya özgürlüğü aslında nedir biliyor musunuz?
Medya özgürlüğü benim elime kalem alıp her şeyi yazmam için değildir.
Medya özgürlüğü şahsi özgürlük değildir.
Halkın, gerçekleri öğrenme özgürlüğüdür.
Eğer Medya olarak biz özgür değilsek, sizlere gerçekleri nasıl aktaracağız?
Eğer biz özgür değilsek, sizi gerçeklerle nasıl buluşturacağız?
Dolayısıyla basın özgürlüğü, kişinin şahsi özgürlüğü olarak gösteriliyor. Yok böyle bir şey.
Basının özgür olmadığı bir toplumda, Demokrasi var denilemez. Neden denilemez, çünkü halk gerçekleri öğrenemez, hesap soramaz. Hesap soramayan halkın olduğu yerde demokrasi olur mu?
Mevki makam sahibi, yetki sahibi insanların denetlenmediği yerde demokrasi olabilir mi?
Yani basın özgür olmalıdır ki, demokrasi sağlansın, insanların haber alma özgürlüğü olsun. Sorsunlar, sorgulasınlar.
İşini gerçek anlamda yapan, kalemşörlük değil gerçek gazetecilik yapan, sadece gerçeklerin peşinde olan, yaşadığı zorluklara rağmen ayakta durmaya çalışan gazeteciler ne isterler biliyor musunuz? Sadece emeklerine saygı beklerler.