World Population Review 2022 raporuna göre ülkemizin geçen yıl 90 olan IQ ortalaması 89’a gerilemiş.
Oldukça yankı uyandıran çalışmada çeşitli kriterlere göre analiz edilen ülkeler, okuryazar oranı ve zeka testlerinden alınan puana göre sıralanmış.
Çoklu zaka kuramına göre çeşitli zeka türleri var.
Her insanın zekası muhakkak bir alanda diğerlerinin önüne geçiyor.
Dolayısıyla böyle bir sıralama yapılamayacağını öne sürülüyor.
Tabi ki bizim gibi sıralamanın gerisinde olan ülkelerde!
Aslında yapılabilir…
Çünkü zeka testlerinde çeşitli kriterlere göre oluşan bir ortalama söz konusu.
Uzamsal, kinestetik, müzikal, sözel, içsel, sosyal, matematiksel, doğasal, varoluşsal zeka türlerinin tamamını kapsayan genel bir ortalama ölçülüyor.
Bizim belki de en iyi olduğumuz alan olan pratik zeka ise bunlara dahil edilmiyor.
Çünkü kısa yoldan iş bitiricilik, günü kurtarma gibi olumsuzluk da içeren bazı parametreleri ve diğer zeka türlerinden kestirmedenfaydalanma şeklini gösteren kurnazlıkla ilgili bir alan…
Elbette değerli ve önemli ama daha önemlisi altyapı ve donanıma sahip olmak…
Temeli olmayan insanlara öğretilen kısa yolların büyük facialara yol açtığına defalarca tanık olduk.
Bunu engellemenin yolu da eğitimden geçiyor.
Yine olayı eğitime bağladın diye gülümseyenler olacaktır!
Bunu da eğitime bağlayamazsak neyi bağlayalım artık, diyelim.
Tabi ki tek parametre eğitim değil:
Yaşanan coğrafyadan beslenmeye kadar birçok değişken söz konusu.
Ancak zeka alanında gerçekleştirilen bir çok çalışma zekanın çevresel faktörlere göre şekillendiğini gösteriyor.
Hatta kuşaklar boyu katlanarak devam eden birikimler öne çıkıyor.
Doğru bir eğitimle, yüzde on-on beşlik değişim söz konusu olduğunu gösteren çalışmalar var.
En az zekâ kadar hatta daha da önemli olan diğer konu da çalışma disiplini…
İlk ondaki ülkelere baktığınızda Japonya, Çin, Almanya gibi en çalışkan ülkeleri görüyoruz.
Derslerini ciddiye alan, çalışan, sorgulamayı öğrenen, araştırmaya çalışan öğrencilerin zeka oranları gayretleri oranında artıyor.
Kendilerinden zeki olan ama yeterince çalışmayan öğrencilere göre çok daha başarılı sonuçlar alabiliyorlar.
Tabi bu süreçte gösterdiği gelişim zeka ortalamasına da yansıyor.
Elbette her insanın öne çıktığı bir zeka türü var.
Fen lisesi öğrencileri ile meslek lisesi öğrencilerini kıyaslamak doğru olmaz.
Ancak genel bir altyapıya sahip olmadan bir alanda zirveye çıkmak da mümkün değil.
Madenin var olması kadar nasıl işlendiği de önemli değil midir?
Dolayısıyla eğitime vurulan her darbe uzun vadede zeka seviyesine da vurulmuş sayılır.
Bunu çözmek de aslında o kadar da zor değil!
Bilimi inançla yarıştırmadan ispat temelinde sürdürebilen bir eğitim vermek yeterli…
İtaat eden yerine düşünen ve sorgulayan insan yetiştirmek yeterli…
Zihinleri boş şeylerle meşgul etmek yerine bilim ve sanatla doldurmak yeterli…
Keşke bu konular daha çok konuşulsa!
Yeter mi?!
Seçim tarihini değiştirmek birçok tartışmaya neden oldu:
Seçim tarihi duygusal bir zemine oturtuluyor diyen var…
Erken seçim olmazsa Erdoğan aday olamaz onun için değiştiriliyor diyen var…
Haziranda herkes tatile gidiyor kardeşim diyen var…
Sıcaklara kalmayalım diyen var…
Tarih belirlenmese kim bilir daha neler denecekti!
Elbette hukuki bazı sebepleri vardır.
Durup dururken bir aylık bir değişiklik yapılmazdı herhalde.
Geçen seçimler haziranda yapılmadı mı?
Neyse…
Daha ilginç bir noktaya takılanlardanım ben de:
Neye yeter?
Şimdiye kadar söz kimdeydi?
Yirmi yıldır iktidar olan, özellikle son beş altı yıldır bütün güçleri elinde bulunduran bir iktidar…
Yeter derken neyi kastediyor?