Bir suçlu lazım tabi!

İtiraz edemeyen…

Bütün sorumluluğu üstlenebilecek…

Gerektiğinde yenisiyle değişebilecek…

Değiştir gitsin!

Ne kadarı uygulanabildi?

Artısı eksisi ne?

Sorun değil!

Kesin kötüdür!

Yenisi daha güzel olacak!

Ya olmazsa?

Yine değiştiririz!

En iyisini bulana kadar değiştiririz.

Ne kadar eğlenceli!

Sürekli yeni heyecan!

Hem kimsenin başı da ağrımaz.

Kimseye hesap sorulmaz.

Güzel tabi!

Ama eğitimdeki değişimin sonuçları beş on yılda görülebilir mi?

Mümkün değil!

Aynı kuşak üzerinde uygulanmalı mı?

Kesinlikle hayır!

Peki biz ne yapıyoruz?

İlk, orta ve lise eğitimde bile senkronize olamıyoruz.

Aynı öğrenci her okulda farklı bir uygulamayla karşılaşıyor.

Daha önce de söylediğimiz gibi:

Değişimler daha uygulanamadan yenileriyle değişiyor?

Öğretmenler ancak uyum sağlamaya başlamışken,

Etkinlikler olgunlaşmışken,

En verimli dönemini yaşayacakken…

Hop değiştirdik!

Hadi hayırlı olsun.

Bir on yıl daha uğraşın bakalım!

Sonra öğretmenler neden bu kadar erken beziyor diye düşün dur!

Yaptığı işin sonucunu göremeden iptal edileceğini bilen öğretmen nasıl şevkle çalışabilir?

Soruya bak şimdi!

Öğretmeni takan mı var?

Peki tamam.

Ya gelecek kuşaklar?

O da mı önemli değil?

Eğitime bile bilimsel yaklaşamayan ve sabır gösteremeyen anlayışla nereye varacağız?

Kafayı kumdan ne zaman çıkaracağız?

***

KAFAYI KUMDAN ÇIKARALIM!

Kum rahattır elbet!

Emek harcamaya, yorulmaya gerek kalmaz!

Her şey kafada hallolur!

Var sayılır.

Ya da yok sayılır.

Görmek istenmeyenler görülmez.

Kafa güvende olunca bedenin varlığı hissedilmez.

İnanılmaz bir hafiflik yaşar kafa!

Çok mu ironik oldu?

Şöyle somutlaştırayım:

Henüz uygulamada olan müfredatı düşünelim.

Uygulamaya geçmeden evvel hangi illerde, ilçelerde gerekli bilgilendirme yapıldı?

Hangi öğretmenler gerekli ön bilgilere ve donanımlara kavuşturularak ikna edildi?

Değişimin ardından kaçıncı yılda tam anlamıyla uygun kitaplar oluşturulabildi?

Hangi okullarda tam anlamıyla uygulandı?

Söz konusu eğitimi alan öğrencilerin bugünkü durumu nedir?

Aldığını sandıklarımızın değil(?) gerçekten alanların durumu…

Yüzde kaçtır sizce?

Elli var mı?

Eğer öyleyse süper.

Uygulamanın yüzde ellinin çok altında olduğunu eğitimle uzan yakın ilgilenen herkes çok iyi bilir.

Kendimizi kandırmayalım!

Uygulanmayan sistemlerden çözüm beklemeyelim.

Çözümü ancak kafayı kumdan çıkarınca bulacağız.