Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği kavramı kanun, yönetmelikler ve cezalar ile ayakta tutulmaktadır. Bu da iş dünyasında iş güvenliğinin genel olarak “uyulması gereken bir formalite” olarak algılanmasına neden olmaktadır. Halbuki iş sağlığı ve güvenliği, yaşam güvenliği ile beraber küçük yaştan itibaren insanlara eğitimler ile aşılanmalıdır. Devlet kanun ve cezaları, iş sağlığı ve güvenliği kavramını sadece desteklemek için kullanmalıdır.
İş Güvenliğinin Önemi
İş güvenliği kavramında “iş” olarak sadece karşılığında ücret alınan faaliyetleri düşünmek yerine yapılan her türlü faaliyeti düşünmeliyiz. İş sağlığı ve güvenliği ise her ne amaçla yapılırsa yapılsın, bir iş sonrasında sağlık durumumuzun başlamadan önceki durumumuzla aynı seviyede olması olarak düşünülmelidir.
Bu açıdan bakıldığında hayatın her alanında tüm faaliyetlerimizde iş güvenliğini ön planda tutmalıyız. Ülkemizde ücretli işler haricinde kalan günlük hayat ile ilgili konular için genellikle yaşam güvenliği kavramını kullanıyoruz ancak tüm kavramların birleştiği yer aynıdır, iş güvenliği.
İş güvenliği için faaliyet öncesinde ve sonrasında sağlık durumumuzun aynı olması demiştik. Gün içinde yaptığımız yüzlerce farklı faaliyetin her biri sağlığımız için bir risk oluşturur. Bu faaliyet adım atmak, merdiven çıkmak, ekmek kesmek, otomobil kullanmak veya temizlik yapmak olabilir. Dikkat ederseniz bunlar sadece ücret aldığımız bir iş için değil kendi günlük yaşantımız içinde de yaptığımız faaliyetler. Elbette bunların hepsi aşırı derecede riskli faaliyetler değil ancak gerekli önlemleri almadan, bazı kurallara uymadan yapıldığında sonucu ölüme varabilecek tehlikeler içermekteler.