Bu aralar İsrail-Filistin çatışmaları üzerinden savaş senaryoları yazılıyor.
Neler olabileceği hakkında ahkamlar kesiliyor!
Ama neden böyle olduğu hakkında konuşan pek az maalesef!
Oysa çözümler için sebepleri araştırıp ortadan kaldırmak gerekmiyor mu?
Zaten biliniyorsa durum farklı tabi!
Peki biliniyorsa neden çözüm yolu aranmıyor?
Tabi önce şunu sormak gerekiyor:
Gerçekten çözülmek isteniyor mu?
Bu sorun çözülürse gerek İslam dünyası gerekse Yahudi dünyası neyle hamaset yapacak?
Bu konuda da eğitim desem…
Artık abartıyorsun diyenler olur mu?
***
Neyse biz ülkemizdeki eğitime geri dönelim:
Eğitim için pek para harcamadığı halde çok para harcadığını sanan başka ülke var mı acaba?
Ya da harcadığını sandığı parayı harcadığını kabul edersek, neden işe yaramadığını sorgulamayan?
Evet gerek veli gerekse devlet olarak bir şeyler harcadığımız doğru.
Ama bunu eğitim için harcadığımızı söylemek çok iyimser olur.
Devletin kaynaklarının büyük bir kısmı okul güzelleştirme ve inşaat işlerine harcanıyor maalesef!
Tabi onlar da gerekli ama eğitim içeriklerini ve malzemelerini iyileştirmeye de biraz ihtiyacımız yok mu?
Velilerin tüm harcaması ise test kitaplarına…
Hala dershaneci kafadan ve ezberci yaklaşımdan kurtulamadık!
Bilgiyi kullanan değil ezberleyen ve bir süre sonra unutan nesiller yetiştiriyoruz.
Hem de ısrarla…
Aynı şeyi yaparak farklı sonuçlar bekleyen, analitik düşünmekten uzak, düz insan profili yetiştirmekte ısrar ediyoruz.
Ama bu çağda bunun imkansız olduğunu göremiyoruz.
Neticede bizim istediğimiz olmayacağı gibi evrensel değerlerden uzak bir harabe yaratma riskini nedense göremiyoruz.
Çünkü tek kaygımız günü kurtarmak…
***
Günü kurtarmak…
Halkımız arasında en popüler söylemlerden biri…
Derin bir zeka gerektirmeyen, kurnazca müdahalelerle anlık çözümler sunan bir anlayış…
Ama toplumumuzda çok büyük bir zeka hamlesi olarak görülüyor.
Elbette yeri geldiğinde güzel sonuçlar verebilir ama eğitimde çok yıkıcı etkileri olduğunu defalarca gördük.
Elimizde kalıcı herhangi bir çıktı yok maalesef!
Eğitimi, her gelenin keyfine göre müdahale edebileceği bir alan olmaktan çıkarıp siyaset üstü bir kimliğe kavuşturmadıkça başarılarının kalıcı olması sağlanabilir mi?
Tabi kimin başarısı diye soracaksınız!
Haklısınız!
Başarıdan kastımız ne?
Tabi ki günü kurtarmak…
Kaçımız bunu sağlamanın ülkemiz için başarılı bir sonuç olduğuna inanıyor?
Öyleyse bunu yapanları kim başarılı olarak görüyor?
Madem öyle, durmak yok yola devam!