Nitelikli okullardan nitelikli öğretmenleri uzaklaştırma çalışmaları başarıyla sürdürüldü.
Toplum nazarında pek de önemsenmeyen konuya öğretmenlerin ses dahi çıkarmasına izin verilmedi!
Öğretmenine sahip çıkmak isteyen öğrencilerin de bir şekilde tehdit ve sindirmelerle sesleri kısıldı.
Eğitimde kendi modelimizi oluşturacağız derken kastedilen buymuş demek ki!
İşin kötüsü bu işi yapanların memleket için çok hayırlı bir şey yaptığına inanması!
Hıyanet olmayanların da gaflet ve delaletle dayatılması!
Eğitimden ve bilimden uzak çağdışı kafayla eğitime ve bilime hizmet ettiğini sanması!
Bunda da şaşılacak bir şey yok tabi:
Çünkü lise bile olamayacak üniversiteler açarak kendilerini uzman sanan ama alan hakkında fikri olmayan insanlar yetiştiriyoruz.
Sonra onları gerek devlet gerekse özel eğitim kurumlarında istihdam etmeye çalışıyoruz.
Her ilde olması gerekenin çok çok üzerinde açtığımız imam hatipler ve ilahiyat fakülteleri ile dinimizi ve kültürümüzü öğrettiğimizi sanıyoruz.
Aralarından kendi gayretiyle kendini yetiştirerek nitelik kazanan ve nitelikli bir ortam oluşturmak için mücadele edenler de var elbet ama sayıları gerçekten çok az.
Sonuç olarak öğretmek yani kazanım oluşturmak ya da yeni adıyla öğrenme çıktısı elde etmek gereken etkinlikleri bir tarafa bırakın müfredattan haberdar olan öğretmenimiz bile o kadar az ki!
Bunun sonucunda bizim uygulandığını sandığımız birçok yenilik aslında hiç uygulanmadan başarısız oluyor.
Yani altyapı uygun olmadığı için değişim bizim istediğimiz tarafa olmuyor!
İstediğimizi değil bilimsel kriterleri dikkate alarak atamalar yapmanın önemini anlamalıyız.
Son yıllarda yapılan atamalarda bundan söz etmek zor gibi!
Bu yılki atanacak öğretmen kadroları da açıklandı.
Sınıf öğretmenliği yanında son yıllarda en fazla sayıyı din kültürü öğretmenleri alıyordu.
Yine öyle sayılır aslında bu yıl da üçüncü sırada din kültürü atama sayısı.
Artık özel eğitim ve okul öncesi gibi alanlar da ilk sıralarda yer alıyor…
Bunun gelecek adına umut verici olduğunu söylemeliyiz.
Okul öncesinin üniversiteden dahi önemli olduğunu birçok kez belirttik ama yine söyleyelim.
Daha da önemlisi zorla din dersi vererek, zorunlu seçmeli şekilde her okulu imam hatip gibi çalıştırarak dindar bir nesil yetiştirilemeyeceği gerçeği…
Bu fark edildiğinde çok geç olabilir.
En azından bilimle ve dünyayla barışık öğretmenler yetiştirmeliyiz.
Siyasi ve ideolojik atama düzenine son vermeliyiz.