Ülkem de, çocuk alanı, derinliği olmayan çeşitli kurum ve kuruluşların vicdanlarına kalıyor. Ülkemin çocukluk tarihini ailenin tarihi dışında düşünmeyiz. Ailenin sosyal tarihini bilmeden, çocuk sorunu ve sorunlarını, nedenlerini toplumsal yönüyle kavrayamayız. Çocuk konusu toplumsaldır. Tek başına var olmuş hiçbir çocuk sorunu düşünülemez ve yine tek tek çocuk sorununu çözmek mümkün değildir. Çocukluk tarihimiz açısından belirleyici olmasına rağmen köy çocukları yapılan araştırmalar dışında tutuluyor. Hatta unutulmuş durumda. Aynı şekilde şehirde yaşayan çocukları da tanıdığımız pek söylenemez. Her yıl, güç koşullarda yaşayan çocuk grupları için ”sivil toplum kuruluşları” tarafından yüzlerce etkinlik düzenlenir. Bunun sonucunda da çocukların karşılaştığı olumsuzluklar pek de bir sonuç vermez, hatta giderek artar. Tüm bu sorunların temelde giderilmesi gerekmektedir. Yani topluma içten bakmayı hedefleyen bir bakış açısı geliştirilmeli.
Ülkemin aile ve çocuk gerçeğini yansıtacak büyük çocuk fotoğraflarının çekilmesi gerekmektedir. Tıpkı sosyolojik anlamda çekilmek istenen fotoğrafında olduğu gibi çocuk sosyolojisi geleneğimiz de yetersiz durumda. Çocuğu ve çocuk sorununu gerçek anlamıyla anlamak için yapılması gereken diğer bir unsur da, çocuk ve çocuk gerçeğiyle yüzleşmektir.
Dünüyle bugünüyle ve yarınıyla fotoğrafı iyi resmetmeli ve çocuğun dünyadan büyük olduğu unutulmamalıdır..