SON DAKİKA

Haber Ekspress

Gerçekten Geçmiş Olması İçin Ne Yapmalıyız?

Gerçekten Geçmiş Olması İçin Ne Yapmalıyız?
Bu haber 13 Şubat 2023 - 7:41 'de eklendi.

Ülkemizin tarihindeki en büyük depremi yaşadık.

On ilimiz, ilçeleri ve köyleriyle birlikte yerle bir oldu.

Dünyada dahi yüzyılın felaketi olarak adlandırılan bir olaydan bahsediliyor.

Siyasi tartışmaların zamanı değil.

Her övgüyü ya da yergiyi siyasi algılamanın da…

Böylesine büyük bir alandaki her noktaya aynı anda ulaşmak mümkün olmadığı gibi yönetimdeki aksaklıkları da kabul etmek gerekiyor.

Liyakatsiz atamaların ve imar aflarının bazı sonuçlarını net olarak görsek de bu boyutta bir felakette her şey muntazam olsa dahi bazı aksaklıkların kaçınılmaz olduğunu da kabul etmeliyiz.

Yardım etmeye çalışan kuruluşları ayrıştırarak birini överken diğerini yermeyi bırakmalıyız.

Uzatılan her ele saygı duyarak sahip çıkabilecek olgunlukla siyaset üstü bir tutum zor olmamalı.

En azından deprem bölgelerinde ölen, yaralanan ya da yaşamaya çalışan insanlara saygı duyuyorsak bunu yapabilmeliyiz.

Ben deprem merkezine en yakın illerden biri olan Gaziantep’te bulunuyorum.

Şehir merkezi olarak gerek yükselti ve zemin olarak gerekse yapı kalitesi olarak şanslı olduğumuzu söylemek mümkün.

Kaliteli bir yapıda barınıyor olmanın verdiği avantajla büyük sorunlar yaşamadım ancak ailemin yaşadığı travma ve yakınlarımın yaşadığı sorunlarla baş etmek gerçekten zorlayıcı.

Özellikle ilk bir iki gün insanların yakınlarına ulaşmak ve güvende olduklarından emin olmak için canhıraş uğraşları gerçekten acıklıydı.

Gelen tüm kötü haberlere rağmen uyum sağlayarak gerekenleri yapmaya çalışmak gerekiyordu elbette.

Kurum olarak veya kişisel olarak oluşturulan yardım zincirlerine destek için çalışmaya başladık.

Ancak İslahiye ve Nurdağı ilçelerimizde bunu yapabilecek insan çok az kaldı gerçekten.

Her ikisi de birçok ilimiz ve ilçemiz gibi köyleriyle birlikte yerle bir oldu.

Diğer yıkılan illerimizde de görüldüğü kadarıyla sağ kalanlar mücadele etmeye çalışıyor.

Ancak kasaba ve köylerde durumun daha da kötü olduğunu söylemek zor değil.

Özellikle bu bölgelere ilk üç gün yardımların ulaşması oldukça zor olduğu için kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kaldılar.

Yaralılarını ya da cenazelerini kendi kendilerine çıkararak gerekenleri yaptılar.

İl merkezinde olanlar nispeten daha şanslıydı yani.

Tabi ölmediyseler!

Depremlerde ölümün kader olmadığını artık herkes biliyor!

Yapı kalitesinin önemine bizzat şahitlik edenlerdenim.

Ama bunun için şahitliğe de hiç gerek yok aslında.

Daha önce defalarca çeşitli düzeylerde dile getirilen bir gerçek.

Azıcık eğitim almış en küçük çocuğun bile rahatlıkla söyleyebileceği en kolay bilgilerden birisi.

Her depremde olduğu gibi bu depremde de müteahhitler tutuklanmaya başlandı bile.

Kaçmadan önce gözaltına alınmaları elbette doğru.

Onların çaldığı malzemelerin bedelini o binalarda oturanlar canlarıyla ödedi.

Ancak daha önce de müteahhitleri cezalandırdık ama çok şey değiştiğini söylemek çok zor.

Çünkü sadece yapanları cezalandırmak vicdanları rahatlatmaktan başka bir şey değil.

Asıl suçlular bu yapıları denetleyerek ruhsat veren yetkililer ve amirleridir.

Onları cezalandırdığımız zaman çok daha hızlı sonuçlar almak mümkün olacaktır.

Hatalara göz yummayı bıraktığımız zaman çok büyük bedellerden kurtulabiliriz.

Bunun en güzel örneği de Gaziantep’in Şahinbey ilçesidir.

Elbette çok farklı değişkenlerin de etkisi var ancak Şahinbey Belediyesinin sınırları içerindeki binaların en az zararla kurtulması ve belediyenin ilçenin çeşitli bölgelerinde kendi yaptırdığı toplu konutların hiç zarar görmemesi bunun en büyük ispatı.

Demek ki kurallara uyulduğun zaman başarmak mümkün.

Emin olun göz yumulsaydı burada da hileye başvurarak birçok zayıf bina inşa edilirdi.

Ama denetim doğru ise zaman sonuç ortada…

Deprem merkezine daha uzak olan il ve ilçelerden çok daha iyi durumda olduğumuz ortada…

Neticede suç yanlışı yapandan çok o konudaki yetkili olan denetçilerde.

Bunun siyasetle ve partiyle ilgisi yok, insanımızın eğitim kalitesiyle ilgili ve eğitemediğimiz insanları cezalarla zapt etmek zaruret oluyor.

Lütfen ruhsat veren yetkilileri ve amirlerini de cezalandıralım.

Kimseyi kayırıp kollamayalım.

Bu sorundan kurtulmamızın ve depremle barışık olarak yaşayabilmemizin tek yolu bu…

Elbette deprem anında çöküp kapanıp tutunalım, evimizin en güvenli bölgesinde yaşam üçgenine sığınalım…

Ama daha öncesinde binaların yıkılmasını önlemeliyiz.

Bunu da sadece yapanları cezalandırarak başaramayız.

Sorumluluğun yapandan çok denetleyen de olduğunu anlamalıyız.

Her defasında alınan dersleri konuşmak yerine yapı denetiminin sorumluluğunu anlayarak bu işi daha iyi yapmanın yollarını tartışmalıyız.

Ancak o zaman üzüntülerimiz, acılarımız azalabilir; dualarımız, yakarışlarımız sonuca ulaşabilir; görevimizi yapmış olmanın rahatlığıyla gerisine kader diyebiliriz.

Ancak o zaman milletimize geçmiş olsun, başımız sağ olsun dileklerimiz anlam kazanır ve gerçekten geçmiş olur.

Umarız bu kez gerekenler yapılır ve gerçekten geçmiş olur.

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
şanlıurfa urfa