17:52 - Bora Balcıoğlu: CHP’li belediye ile iş yaptığı için korkanlar var
17:48 - Beylikdüzü Aklı’nı ortaya koyduk
08:53 - Balcıoğlu’ndan Başarılı Sporculara Anlamlı Ödül
14:02 - Başkan Balcıoğlu, Ordulular Derneği’ni ziyaret etti
08:15 - ÇALIK: YOLUN AÇIK OLSUN KUZEYİN OĞLU
undefined
undefined
undefined
*Neden hikayeler diyoruz?
“Çünkü hikayelerdir insanı insana anlatan, hikalerdir en gerçek, en derin ve en değerli olan.
Çünkü, insanın bilinci, sorgulayıcı ve eleştiren bir yapıya sahiptir. İnsan başkalarının mantığını kabullenip kendi fikrini değiştirmek istemez. Aksine ikna olmamak için bütün gücüyle direnir. Çelişkili gibi görünse de bir insanın görüşünü mantıkla değiştirmeye çalışmak, o görüşün söz konusu insanda daha da sağlamlaşmasına yol açar.
Bilinçdışı ise akıl yürütmez ve hayal – gerçek ayrımı yapmadan her şeyi gerçek gibi algılar. Bu sebeple insanın bilinçdışına ulaşan bilgiler hayat boyu onu etkileyen, davranışlarına yön veren esaslar haline gelir. Hikayeler dinleyenlerin mantık süzgecine takılmadan doğrudan bilinçaltına ulaştığı için etkilidir.
Hikaye dinlerken insan sorgulayan mantığını devreden çıkarır ve bağ kuran, anlam arayan bir psikolojiye bürünür. Algılarını açar ve etkilenmeye hazır bir duruma geçer. Hikaye dünyası bu nedenle sihirli bir dünyadır. İyi anlatılan bir hikaye sadece dinleyeni etkisi altına alıp harekete geçirmekle kalmaz aynı zamanda kulaktan kulağa bir iletişim başlatır. İnsanlar dinledikleri ve etkilendikleri hikayeleri başkalarına anlatmak isterler.
Hikayeler “öz” dür ve insanlar aslında öz olan bu hikayelerle heyecanlanır, umutlanır, öfkelenirler. Bu hikayelerden anlam çıkarır, ilham alırlar. Bu hikayeler insanları birbirine bağlar.
Dünyanın her yerinde hikayelerin ortak özellikleri vardır. Anadolu’nun bir köyünde ya da New York’ta bir gökdelende anlatılan öyküler, şaşırtıcı derecede birbirine benzer.
Biz, iyiyi ve kötüyü annemizin babamızın anlattığı masallardan öğrenmedik mi?
Bu masallar bize dostaları ve hainleri, doğruları ve yanlışları öğretti. Fakirliği ve zenginliği hikayelerde tanıdık. Hikayeler bize insanın zor duruma düşebileceğini, parasız ya da güçsüz kalabileceğini öğretti. Ama en önemlisi hikayeler bize içimizdeki kahramanı çıkartacak gücün kendi elimizde olduğunu öğretti. Biz insanın kimsesiz ve parasız kalabileceğini ama asla umutsuz kalmayacağını hikayerden öğrendik. Zorluklarla karşılaştığımız her durumda içimizdeki umudu hikayeler sayesinde koruduk. En zorda kaldığımız anlarda bile hikaye dünyasındaki kahramanlar bize ilham verdiler, onlardan güç aldık.
Hikayeler bize ilham verir; bir yandan toplumu ve insanları eleştirirken diğer yandan dinleyene daha iyi bir dünyanın yollarını gösterir.
Hikayler gerçek insanların dilidir ve her durumda en güçlü dersleri içerir.
Bu sebeple insanlara ilham vermek ve onları harekete geçirmek için daha çok hikaye anlatmaya ihtiyacımız var.
Hikayeler, kendilerine has sihirli dili ve kurgusuyla, zihnimizin savunma mekanizmalarını yumuşakça aşıp kalbimize ulaşır. İşte bu yüzden biz en çok hikaye dilinden etkileniriz.
Ne mutlu kendi hikayesinin kahramanı olabilene, ne mutlu hikayesiyle bu yolculukta bana eşlik edene. Herkese sonsuz teşekkürlerimle” diyen Neslihan KARAYILAN a bizlerde çıktığı bu yolculukta başarılar dileriz..