Eğitimden şikayetçi olmayan yok gibi!
Herkesin aynı konuda birleştiği ender noktalardan biri!
İktidardakilerden muhalefettekilere…
Öğretmenlerden velilere…
Öğrencilerden mezunlara…
İşverenlerden iş arayanlara…
Memnun olanı bulmak neredeyse imkansız!
Herkes eğitimin çok daha iyi noktalarda olmasını temenni ediyor.
Ama nedense temenniden öteye geçemiyor durum!
Sanırım yeteri kadar samimi değiliz.
Harcamalarımızın en büyük bölümünü oluşturan bir alanda ilerleyememek gerçekten can sıkıcı!
Devlet bütçesinden en büyük pay eğitime ayırılıyor.
Aileler de temel harcamalardan sonra en büyük payı eğitime harcıyor.
Neden hala umut değil de karamsarlık hakim?
Galiba açılım diye abartarak yansıttığımız hiçbir değişim gerçek bir açılım değil!
Bu da gayet normal, çünkü hiçbir açılımımız ortak bir aklın ürünü değil.
Siyasi otoriteyi temsilen birkaç kişinin yaptım oldu anlayışıyla itelemesi, motoru düzgün çalışmayan bir arabayı ne kadar ileriye götürebilir?
Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı olsa da temel politikalar hep birlikte belirlenmeli ve her gelen kafasına göre değiştirememeli…
Sınav ve diploma odağı yetkinlik ve üretim odaklı bir yere kaydırılmalı…
Günü kurtarmaya yönelik devrimler(!) yerini yetenek ve hayaller doğrultusunda ileriye dönük modeller oluşturmaya bırakmalı…
Ne söylesek eksik kalacağından tüm görüşler dikkate alınmalı ve herkes dinlenerek ortak noktalar öne çıkmalı…
Kolay olmadığı kesin ama iktidara kim gelirse gelsin genel hatlarını keyfine göre değiştirmeyeceği bir eğitim sistemi en büyük ihtiyacımız.
Küçük bir değişiklik bile milyonlarca kişiyi ilgilendiriyor: 1 milyondan fazla öğretmen, 20 milyondan fazla öğrenci, 30 milyon fazla velinin olduğu bir sistemden bahsediyoruz.
Eğitim adına kaybettiğimiz zaman, geleceğimize yönelik sorunların giderek daha karmaşık bir hal alarak büyümesine neden oluyor.
Biz ise hala günü kurtarma derdindeyiz!
Böyle giderse kurtaramayacağımız günler de çok uzak değil gibi!
Öğrenmeyi Öğretmek
Çözüm zorlu ve uzun bir süreç gerektiriyor elbette!
Ama yöntem çok basit aslında: ÖĞRENMEYİ ÖĞRETMEK!
Bireysel eğitimin öne çıktığı bu dönemde bireysel görüşler önem kazanıyor.
Eğitim deyince herkesin aklına farklı bir tanım gelebiliyor:
Her çocuğun başarılı olabileceği; istediğini, ilgisini, yeteneklerini, hayallerini geliştirebileceği bir ortam…
Farklı hayaller kuranlara farklı imkanlar sunan bir sistem…
Farkındalık yaratmak…
Kendini ifade etmeyi öğretme…
Düşünmeyi, mantığı, analiz ve sentezi kavratabilme…
Sorgulama ve problem çözme becerisini geliştirme…
Tarafsızlık, eleştiri, öz eleştiri, ekip çalışması vesaire vesaire…
Daha birçok tanımla karşılaşmak mümkün.
Aslında herkesin istediğini ve daha fazlasını alması da mümkün:
Sadece öğrenmeyi öğretme anlayışı esas alınması yeterli.
Tabi bir de siyasilerimizin bunu benimsemesi!
Diğer türlü her gelenin kendi zihniyetini dayatma aracı olarak kullanılan bir sistem, tek tip insan yaratma modeli olmaktan öteye gidemiyor!