Daha önce birçok kez eğitimin nitelik sorunundan bahsettik.
Değişimin yavaş olacağını ve sabır gerektiğini görmek zor değil.
Bu konuda yapılması gerekenlerin zaman alsa da imkansız olmadığı yetkin isimler tarafından da söyleniyor zaten.
Ama doğru şeyi yapmak önemli tabi!
Gerçekten çözmeyi istemek de…
Çözümün evrensel ve bilimsel gerçeklerde olduğunu görmek de…
Sürecin siyasilerin siyasi ömürlerinden uzun süreceğini görmek de…
Neyse, dediğimiz gibi bunları çok söyledik.
Açıkça görülen ve yetkin isimlerin gözümüzün içine soktuğu çözüm önerilerini buradan da dile getirdik.
Siyasi amaçlar doğrultusunda sürüklenen bir sistemde bunları gerçekleştirmek zor tabi!
Bugün ülkemizde okuduğuna pişman olanlardan bahsedelim biraz:
Hangi bölümde olursa olsun, okurken ya da mezun olunca mutlu olanların sayısı oldukça az.
Okuduğuna pişman ediyoruz yani herkesi!
En iyi bölümlerde okuyanlar bile o işi yaparken hayal kırıklıkları yaşayarak yanlış yerde olduğunu düşünüyor.
İş bulmakla ilgili zorlukları şöyle bırakalım çok kolay iş bulanlar dahi toplumsal baskılarla yaptığı tercihlerden dolayı mesleki isteksizlik yaşıyor.
Yani bir şeylerin yanlış gittiği çok açık!
Zaman zaman kafamızı kumdan çıkarıp doğru adımlar attığımız olsa da çok geçmeden onları da tarumar etmeyi başardık.
Bireyi güçlendiren, etkin yöntemleri çok geçmeden sürü yetiştiren yöntemlerle değiştirdik.
Peki onu başarabildik mi?
Elbette hayır!
Çünkü işleyişle ilgili temel problemleri bile çözemiyoruz.
Değiştirdiğimizi iddia ettiğimiz şeyin gerçekten değişip değişmediğini anlamaktan bile aciziz.
Bunu tespit edebileceklere de yetki vermiyoruz maalesef.
Yine siyasi kaygılarla tabi!
Farklılıklara tahammül edemeyen hangi sistem mutlu bireyler yetiştirebilir ki?
Öncelikle öğretmenlere ve velilere hayatta tek bir yol olmadığın öğretmek gerekiyor.
Bunun için de siyasileri ikna etmek tabi ki!
Herkesin kendi yolunu bulabilmesi için yeteneğine göre yönlendirilip yer yer de değişim fırsatları sunmak önemli.
Pişman olan değil mutlu olan bireyler yetiştirmek bu kadar kolay aslında.
Gerçekten mutlu olabileceği işleri yapan insanların ülkeleri için de daha yararlı olacağı tartışılmaz herhalde.
Bunun için yapılması gereken tek şeyi yine tekrar edelim:
Siyasi çıkarlara aykırı bile olsa bireyi geliştiren bilimsel bir eğitim ve bundan uzun bir süre vazgeçmeyecek bir irade!
Bunu başarabilirsek sadece eğitimdeki pişmanlıklarımızdan değil her alandaki pişmanlıklarımızdan kurtulabiliriz.
Yangını ya da ölümleri önleyemediğimiz için pişman olmak zorunda kalmayız mesela…
Ya da depremde enkaz altında kalan vatandaşlarımız için…
Ya da her gün iş kazalarında ölen ve haber dahi olmayan insanlarımız için…
Ve daha neler neler…