Atatürk’ü anmanın bugün daha anlamlı olduğu doğru!
Artık en uzakta duranların dahi saygı duyduğu bir ortam oluştu.
FETÖ’ nün tek faydası Atatürk’ün ne yapmaya çalıştığını herkesin anlamasını kolaylaştırması oldu.
Atatürk’ün yüz yıl önce ön gördüğü ve uyardığı sorun görüldü ve en radikal düşünenlerin dahi gözü biraz açıldı.
Öncesinde anlamayanlar anlamaya, anladığını düşünenler de daha iyi kavramaya başladı.
Ama sadece başladı!
Bu zamanla daha iyi kavranabilir mi yoksa herkes işine geldiği kadarını mı dikkate alır bilmem!
Biz zamanla ayrıntıların daha net görüleceğini umut edelim!
Ama sadece anarak ya da anlatarak ilerlemek zor olacak sanki!
Anmanın ötesinde bir şeyler yapmak gerekiyor gibi!
Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi hürmet, minnet ve rahmetle yad edelim, tamam!
Cumhuriyetimizin sonsuza kadar yaşaması için cumhuriyetimizin kurucusunu analım elbette!
Milli iradeyi hakim kıldığını, insan hak ve özgürlüklerini koruma altına aldığını, adaleti hakkıyla tesis ederek çoğulcu demokratik prensipleri hayata geçirdiğini ve böyle bir seviyeye ulaşmamızda pay sahibi olduğunu unutmayalım tabi!
Dünya var oldukça adının yaşayacak olduğunu haykırmak; İlkeleri, fikirleri, eserleri ile daima yaşayacağını vurgulamak; öğretileri ışığında emanetlerine sahip çıkacağımızı söylemek; Türkiye Cumhuriyetini sonsuza dek yücelteceğimize olan azim ve kararlılığımızı yinelemek de güzel!
Güzel de bunları gerçekten anlayarak mı söylüyoruz?
Tüm ilkelerini yaşamımıza yansıtarak düşüncelerini gerçekleştirmek için mi çalışıyoruz?
Yoksa günün anlam ve önemine dair bir şeyler paylaşmış olmak için mi?
Kendi standartlarımızı kaybetmemek ve başkalarının bizim alanımıza girmesini engellemek için mi?
Cumhuriyetin bekçisi olmak yeterli mi mesela?
Biz bekçilik yapınca mı rahat uyuyacak?
Yoksa bu değerlerin daha yaygınlaşması ve güçlenmesi için çalışırsak mı?
Onu anmak ve anlatmak kadar anlamak ve uygulamak da gerekmez mi?
Bunu da yeterince yapabiliyor muyuz?
Mesala kaçımız okuduk onun fikirlerinin yer aldığı eserini?
Ya da kaçımız olmayacak şeyleri oldurmak için mücadele ettik?
İnsan hakları ve adalet için konuşmaktan fazlasını yapan, haksızlıklar karşısında sesini yükselten kimler…
Vatan için ölürüm diyerek savaş çıkmasını beklemek yerine ülkesi için çalışarak savaşanlar…
Kaçımız ben üzerime düşeni layıkıyla yapıyorum diyebiliyor?
“…Memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı topluluk…” olabildik mi?