İstanbul Çevre Yönetimi Sanayii ve Ticaret A.Ş. (İSTAÇ) tarafından Silivri Seymen Mahallesi’nde yapılması planlanan ‘Atıktan Türetilmiş Yakıt Üretim Tesisi, Stabilizasyon Solidifikasyon Tesisi, Çamur Kurutma Tesisi, 1. Sınıf Düzenli Depolama Tesisi Tehlikeli Atık Ara Depolama Alanı’ projesi Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısında haklı olarak mahalle halkı başta olmak üzere çevreye duyarlı herkes karşı çıktılar. Abartmadan belirtmek gerekirse bu projeyi sağdan soldan destekleyen yok.
AKP Silivri İlçe Teşkilatının İkilemi
İktidar yanlıları ve AKP ilçe örgütü Danamandıra’da yapılmak istenen “taşocakları” sorunu için mahalle halkını yatıştırmak için mi, yoksa gerçekten Danamandıra halkının “TAŞ OCAKLARINA HAYIR” taleplerine destek vermek için mi pek belli olmayan tavırları “HA-VET” türünden tepkileri, Seymen’e yapılmak istenen çöplükle ilgili iyiden görünmez oldular. Bir AKP belediye meclis üyesinin Seymen’in damadı olması ve toplantıda bireysel tepkisini göstermesi bu gerçeği değiştirmiyor.
Ee ne yapsın garipler, aşağısı sakal yukarısı bıyık. Kendi iktidarları tarafından projelendirilmiş, onaylanmış, yeri belirlenmiş, hazır yapımına başlanacak hale getirilmiş en son yasak savmak için, önceden ilçenin belediyesine, çevre derneklerine, siyasi partilere, meslek örgütlerine (Tarım Hayvancılık ve Ziraat odası, TMMOB ilgili mühendislik odaları gibi) ve bölge halkına bilgi verilmeden, her yerde ve her zaman olduğu gibi bir oldu bittiye getirilip yapılmak istenen toplantıda sorun çıkmasından oldukça rahatsız olmalılar. Nede olsa seçimler yaklaşıyor!
Her Yerde Aynı Tezgah
Hafızamızı tazeleyelim, zeytinliklerin ve ormanların yağmalanmasında, Termik Santral’lerde, HES’lerde, yol ve havaalanı, siyanürlü maden işletmelerinde, toplu konut alanı açmalarda, nükleer santral projelerinde, tarihi ve doğal varlıkların, yer altı yer üstü su kaynakları gibi doğrudan yaşam hakkının tahrip edilmesi demek olan projeler yerli yada uluslararası şirketlerin çıkarlarına uygun halka dayatıldığına hiç birimiz yabancı değiliz.
Katı ve Tehlikeli Depolama Alanı Zaten Var
Kaldı ki Silivri Sinekli-Sayalar- Çayırdere- Beyciler yolu üzerinde eski kum ocakların yerinde İBB İSTAÇ atık depolama alanı var. Çok büyük giriş taklarından ve girişin sağ tarafında “radyoaktif araç karantina alanı” yazan bir bölme var. Turunç renkli İSTAÇ amblemli dev tankerler bu alana sürekli atık taşıyorlar. Atıkların içeriğinden belki yerel yetkililerin bilgisi olsa bile halkın bildiğini sanmıyorum.
Aslında zaten bir tesis var. Yapılmak istenen daha büyük bir alanda İstanbul’un ve Trakya’nın endüstriyel atıklarıyla diğer tehlikeli atıkları buraya taşımak, yakma yöntemiyle ayrıştırarak depolamak. Muhtemel yabancı ülkelerde ithal edilen atıklar buna dahil mi bilmiyorum. Dikkat: yakma yöntemi. Zaten sorunlu olan hava kalitesini iyice bozmak anlamında. Depolamak; toprak ve yeraltı kaynaklarını kirletmek. Bu atıklar kaç yılda doğal ortamda yok oluyor dersiniz? Buna da uzmanı cevap versin.
Ormanlar ve Tarım Alanları
Kısaca 1. Sınıf Trakya toprakları, İstanbul’un ve Trakya’nın akciğeri ormanlarının zehirli atık, Termik Santraller, nükleer projelerinin baskısı altında. Su fakiri bölgenin yer altı su rezervlerine bu denli tehdit oluşturan projelerden ısrar edilmesini Trakya’nın siyaseten insansızlaştırılması projesi mi sorusunu sormadan edemiyor insan!
Bu projeyi düşünenler, onaylayanlar, yapımcılar, siyasi irade sahipleri çocuklarını bu atık alanı çevresinde büyütmek, bu topraklarda yetişen ürünlerle beslemek ve bölgedeki havayı solumak ve suyunu içmek isterler mi?
ÇED toplantısı kahraman kadından despotik tavırlar
Gelelim Seymen deki ÇED toplantısına. Öyle anlaşılıyor ki toplantıyı yapsın diye özellikle kadınları görevlendirmişler. Halkın tepkisini kısmen sönümlendirir diye düşünmüş olmalılar. Trakya insanı elbette centilmendir. Ancak patronları toplantıyı yöneten kadını da usul ve üslup konusunda bilgilendirmiş olmalılar ki, ÇED halk bilgilendirmesini “ hızlıca yap, bitir, oradan ayrıl. Kimseye de söz verme başa çıkamazsın” demiş olmalılar. Yani toplantı zaten yasak savma. İkincisi kadıncağız yüzde yüz geleceği belli halkın tepkisi önüne atılmış piyon yada kurban diyelim. Belki de halkı konuştursaydı bu kez de amirleri tarafından görevini yapmamakla suçlanacaktı(?)
Gaz alma kurnazlığı ve kurban
Toplantıdaki tepkiler, sonrasında sanal medyada yapılan yorumlar toplantıyı yöneten kadına yoğunlaştı. Hatta bazları o kadar ileri gittiler ki kadıncağızı “ormana götürecek delikanlı” bile aradılar. Saç baş yolma tehditleri. Ben orada olsaydım”… En basitiyle hadsizlik. Cinsiyet ayrımcılığının magandaca dışa vurumu. Tabi arkasında kadının görevden alınması basına servis edilince tepkilerin gazı alınmış oldu. “Halka kimse böyle konuşamaz”ın karşılığı görevden almak. Buda başka bir ahlaki sorun. Kurban etmek. Halka her isteyen istediğini söylüyor zaten. Peki Seymen’i ve bölgeyi zehirli atık deposuna dönüştürmek isteyenler nerede? Asıl sorumlu Bakanlık, İSTAÇ, İBB, siyasi karar merciinde olanlar nerede? Yandaşlar canhıraş bir şekilde “kadına” saldırırlarken, gerçek sorumluları gizlemeye çalışıyorlar sonucuna ulaşmak için çokda akıllı olmaya gerek olmasa gerek.
Neden kimse AKP İlçe başkanlığının kapısına dayanmıyor? Dilekçelerle, heyetlerle devletin ve siyasetin kapısı çalmıyor? Hazır AKP Meclis üyeleri de toplantıda tepki gösterdiğine göre bu durum İl Başkanlığı’na ve genel merkeze iletilmiyor? Sanal Medya da kadıncağıza öğretilmiş rolünden dolayı olduğunu düşündüğüm “gaz alma” küfür ve hakaretler projenin gerçek sahiplerini gizlemekten başka ne işe yarıyor?
Ne yapmalı
Sonuç, bundan sonra ÇED toplantısı bakanlık düzeyinde kurum ve kuruluşların katılacağı toplantıda konuşulacak. Tabi idare çağırırsa. Belediye, muhtarlıklar, odalar ve ilgili kurumlar v.b. Özellikle belediye o toplantıya muhtar ve STK temsilcileriyle birlikte katılma konusunda ısrarcı olmalı sonuçlarını da kamuoyuna duyurmalı.
Sonucun sonucu siyasi irade karar verecek. Tabi şimdiye kadar vermemişse!
O nedenle halkın tepkisini Silivri’de örgütlü tüm siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, çevre örgütleri, yerel yönetimler düzeyinde demokratik tepki ve talepleri doğru kanala yönlendirmek olmalıdır. Doğrusu adamlar işi biliyorlar. Kör kuyuya bir taş at bekle. Ses kesilince yoluna devam et. “Halka saygısızlık yapanı görevde tutar mıyız.” kurnazlığı. Yersen oyalan dur!
Seymen halkının haklı tepkisini selamlıyorum.