Bunun cevabı malesef, evet. Türk eğitim sistemi bildiğiniz gibi bir sınavlar cenneti. Gerek devlet okullarında gerekse özel okullarda çocuklarımız aldıkları eğitimleri tekrar tekrar deneme sınavlarına girerek ve testler çözerek pekiştirmek zorunda kalıyorlar. Sürekli bir soru, sınav ve test bombardımanı ile hayatlarını geçiriyorlar.
Bir soru bile bazen o kadar önemli oluyor ki, çocuklarımızın bir ya da birkaç yıllarına mal olabiliyor. Dikkatlerini veremedikleri için ya da soruyu tam anlayamadıkları için bazen sorunun içindeki cevabı bile kaçırabiliyorlar. Problemde ne verildiği ne istendiği çok önemli olduğu için dikkatle okuma, okuduğunu anlama büyük önem taşıyor.
Bizim konumuz Kodlama ve Robotik Eğitimi olduğu için size kodlama eğitiminin aslında hayatımızın her noktasında nasılda önemli bir rol oynadığına güzel bir örnek olması açısından biraz daha örneklendirmek istiyorum.
Bir soruda sorulan “hangisi değildir” in cevabını sınavlarda dikkatsizlik yüzünden kaçırmayan çok az öğrenci vardır. Ya da soruda sunulan verilere tam odaklanmadığı için dikkatsizlikten fark edemeyip gözünün önündeki sonucu anlayamama gibi.
Kodlamanın esası problemi algoritmalara dökerek daha sonra program yazmak olduğu için, çocuklar kodlama eğitimi esnasında dikkat, konsantrasyon, verilen verileri anlama ve değerlendirme, adım adım uygulamaya koyma, hata ayıklama, istenileni anlayarak çözüm üretme becerilerini kazanıyorlar.
Gerçek hayatta, dinlediğini, okuduğunu anlamama, dikkatini verememek gibi sorunların belki de farkında bile olmayanlar, örneğin kendi oyun uygulamaları ya da animasyonları üzerinde çalışırken her satıra hatta kelimeye dikkatle konsantre olarak uygulamak istedikleri komutları çalıştırabilmek için sabırla defalarca deneyerek öğreniyorlar. Arkadaşları ile problemi tartışıyorlar, fikir alıverişi yapıyorlar. Yani dinliyorlar, anlamaya çalışıyorlar. Grup çalışmalarında ekiplerinin her bir bireyinin söylediği sözler çözüm bulmak açısından çok önemli olabileceği için can kulağı ile birbirlerini dinleyerek anlamaya çalışıyorlar.
Bunun gibi bir çok örnek verilebilir. Özetlemek gerekirse, çocuk gelişiminin en önemli yaşları olan okul öncesi ve ilkokul çağlarında kazanılan becerilerin çocukların kendi iç disiplinini sağladığı, sorgulamayı, sabır etmeyi, deneme yanılmayı, çözüme ulaşmak için inatla tekrar tekrar denemeyi ve en önemlisi vazgeçmemeyi öğrendiklerinde, sonraki yaşlarında, eğitim ve sosyal hayatlarında kendine güveni olan, sormaktan öğrenmekten ve katılmaktan çekinmeyen bir nesil yetişecek. İşte o zaman o bir soru, hayatlarına değer katacak bir soru olacaktır.
Memleketimize bahar geldi, sevgi, barış, huzur ve mutlulukla beraber gelmiştir umarım. Hepimizin şu sıralar çok ihtiyacı var öyle değil mi.
Saygılarımla