Hazine 2 ayda %70 borçlanmış. Yani bu ne demek? Bu şu demek: “Seçime kadar tüm imkanları akıtıyorlar.” Sebze-meyveyi zararına satıyorlar ve aradaki maliyeti devlet üstleniyor.
Hazine’nin ödediği görev zararını kim ödüyor? Biz ödüyoruz, biz. Yani halk şimdi ucuza sebze almış gibi gözükse de sonuçta fatura yine kendisine çıkıyor.
Peki 31 Mart’tan sonra neler olacağını hiç düşünüyor musunuz?
Son 17 yılda tek kıstasımız üretmemek. FED, AKP iktidarının ilk dönemlerine denk gelen bizi de ilgilendiren bir karar aldı. Kriz zamanlarında piyasayı canlandırmak için, işsizliği azaltmak ve büyümeyi sağlamak için FED “alın size dolar” dedi ama “faize de koymayın, faizleri de düşürdüm” dedi. “Gidin bu parayı harcayın, yatırım yapın, paradan para kazanın” dedi. Sıcak para da bolca geldi, her şey iyi gidiyor zannedildi. Biz katma değerli ürünler yerine ne yaptık? Beton evet beton, gökdelen, 1 liraya yapılabilir ama 5 liraya yapılan, kendi halkına fahiş fiyattan satılan köprü, yol ve havaalanı yaptık.
Güney Kore gibi ürünler ortaya çıkarabilseydik, bu fırsatı iyi değerlendirseydik çok başka şeyler konuşuyorduk.
Biz yapısal bir takım iyileştirmeler ve uzun vadede bize para kazandıracak teknolojik gelişmeler ve know-how barındıran yatırımlar yapmalıydık. Piyasada paramız bitince ürettiğimiz katma değerli ürünleri kolayca satabilirdik, buna bağlı olarak ülkeyi büyütebilirdik. Ama şunu iyi başardılar: Kendilerini ve yandaşlarını paraya boğdular.
İşsizlik tavan yaptı, sanayi çöktü, hayat pahalılığı inanılmaz boyutlara ulaştı.
Ekonomi 5 milyar fazla verdi diye, ekonomi bakanı açıklama yapıyor.
Merkez Bankası’nın Hazine’ye yapacağı Nisan ayında yapılacak 37 milyar ödeme öne çekilip 18 Ocak’a alındı. Yani o ödeme olmasa, bütçe 35 milyar açık verecekti. Nisan ayında nasıl ödenecek acaba?
Hani tek adamlık gelince her şey iyi olacaktı?