İş yok, güç yok.
Yaşayacak alanı yok.
Ulaşım, sakat.
Gece geldiniz mi dönüş yok.
Bingo, Büyükçekmece’den bahsediyorum.
Her geçen gün İstanbul’a yakışmayan Büyükçekmece’den.
Yaşanılmayacak ilçeler sınıfında olan bir ilçenin sloganının “Türkiye’nin En İyi İlçesi” olması kadar mizahi bir şey yok.
Pardon var, Tayyip Erdoğan’ın Dünya Lideri olması!
Bir de Woody Allen’ın Zelig filmi.
Genç arkadaşlarım beni ilk anlayanlar olacaktır.
Tinder’dan bir kızla tanıştıklarında Büyükçekmece’de oturduklarını söyleyemez onlar.
Sakınırlar.
Çünkü Büyükçekmece “ölü”dür sokak ağzında.
Askerlik arkadaşına “Büyükçekmece’ye gel” diyemezsin.
“Ne yapıyorsun oğlum orada deli misin, atla sen gel” der karşı taraf.
Sen gel derken de acır.
Çünkü her ilçenin adı zikredildiğinde kafada belli ikonlar canlanır.
Bizimkisinde ise bu yazının aha ilk cümleleri…
İş yok, güç yok kısmı canlanır.
Bunların sorumlusu kim mi?
Artık 35 yıl mı oldu, 40 mı oluyor bilmiyorum, yıllardır ilçenin belediye başkanlığına yapışan Hasan Akgün.
Doğma büyüme Büyükçekmece’nin Belediye Başkanı Hasan Akgün.
40 yıldır aynı ilçeyi yöneten ama her yıl inatla bir adım geri giden başka bir ilçe başkan eşleşmesi var mı?
Siz hiç İstanbul’da gezintiye çıkan birinin (yerli ya da el insanı) “Büyüçekmece’ye gidelim” dediğini duydunuz mu?
Neresi bilmezler.
Yerel hava durumunda gördüklerinde orada uzaylılar yaşıyor zannederler.
Bakın dibimizdeki Beylikdüzü.
Ekrem İmamoğlu’nun elinde sihirli çubuk filan yoktu.
5 yılda Beylikdüzü’nü sihirli çubuksuz İstanbul’un ilk 5’ine soktu.
Şimdi herkes burayı güvenli, yaşanabilir, elit, yapacak pek çok şeyi bulunan bir ilçe olarak görüyor.
Bunu ilk dünyanın en büyük markalarının oradalarda şube açmasından kavrıyoruz.
5 yılda.
O adamı boşuna İBB koltuğuna oturtup sırtına Atatürk’ün tablosunu asmadılar.
Çalıştı ve hak etti.
Bizimki kaç yıldı, 40!
Ne yaptı?
Böyle bakarsınız halının desenlerine…
Pardon, yaptı.
İnanılmaz borç yaptı.
40 yıldır borçlu.
65 yaş altı hiç kimsenin yaşamak istemediği, herkesin bir kaçış yolu aradığı, esnafın yüzünün yerleri süpürdüğü, gencinin adını söylemeye korktuğu bir ilçe yaptı.
Bütün hemşerilerini hurra diye toplayıp iş vermek, götlerine araba çekmek, ev tutmak belediye başkanlığı değildir.
Başkanlık 500 kişiye yaşam alanı sunmak değildir.
5 milyon olacak en az, 5 milyon kişiye yaşam alanı sunacak bir başkan.
Ama 40 yıl denedik, olmadı.
Artık zorlamanın bir anlamı yok.
40 yılın hatrı da olamaz.
Mesela hiç düşündünüz mü, bu belediye 40 yılda ne kadar para harcamış diye.
Katrilyon!
Katrilyon kelimesi ne kadar yabancı değil mi, o kadar büyük para işte!
Bu belediye bu parayı parçaladı, çok tanıdık bir rakama indirdi, sıfıra!
Etrafınıza bakın.
Şu katrilyon eder diyebileceğiniz tek bir hacim var mı?
Kumburgaz sahili Miami olacaktı hani.
Elinizde internet var.
Peygamber için girin.
8 yıl öncesinin haberi bu Miami olacak dedikleri yerler.
Bir de günümüz gerçekliğine gelin.
Kumburgaz eski Kumburgaz zaten değil.
Üstüne, gelen yazlıkçı sayısı her yıl anlaşmış gibi yüzde 10 eriyor.
Bir tur atın sahilde, bin tane “satılık” yazısıyla başınız döner.
İnsanlar buraya harcayacakları parayla zaten Bodrum’da fink atarlar.
Bura neymiş.
Ne işleri olur Kumburgaz’la?
Çok kafa şişirmeyeceğim, ben şiştim.
İşte Büyükçekmece 40 yılda bu hale geldi.
Hani patlayan bir uygulama var, şu sıralar.
Yaşlandırıyor insanı, 35-40 sene.
Ben sizin için ilçe yaşlandırması yapayım.
Bu günkü yönetim aynen devam ederse 35-40 yıl sonra Büyükçekmece kimsenin gelmediği piç bir ilçe olacak.
Tek fonksiyonu olan “yazlık bölge” imajı da kurtarmayacak burayı.
Nüfusu (o da zoraki yaşayan) binlerle sınırlı olacak.
Sahip olduğu her şeye haciz gelecek.
Sloganı mı?
O aynen kalır.
“Türkiye’nin En İyi İlçesi.”
İnanana.