Türkçe’de sıkça kullandığımız bu ‘Yargısız İnfaz’ deyimi, “ kavrama, karşılaştırma, değerlendirme gibi yollara başvurmadan, kişilerin ön yargılara kurban edilmesi” anlamına geliyor.
Son günlerde medyada yer alan haberler bazen yargısız infaz yaptığımızın en açık örnekleri oluyor.
Gaziantep’te bazı kurum müdürleri hakkında adam kayırma, eşini dostunu işe alma, usulsüz ihale yapma, ya da fes etme, hatta düşük fiyatlara arazi satın alma gibi iddialar ortaya atıldı. Fakat 657 Sayılı Kanuna tabi olan kurum müdürleri bu iddialar hakkında her hangi bir cevap hakkı kullanamadılar. Özellikle sosyal medyada dolaşan bu haberlere elbette vatandaş da tepki gösterdi. Bu iddiaları ortaya atanların kurum müdürleri ile görüşmedikleri bir başka gerçek. Bu anlamda yapılana yargısız infaz demek bana göre en doğru yaklaşım oluyor.
Gaziantep Tarım İl Müdürü hakkında yolsuzluk yaptığı ile ilgili haberler dolaşmaya başladı. Bu ciddi itham karşısında herhangi bir resmi açıklama da gelmedi ne yazık ki kurum müdürü 657 Sayılı Yasaya tabi olduğu için izin almadan basına açıklama yapamıyor. Bu iddiaların bakanlığa taşındığı da başka bir iddia. Yani ortada henüz netlik kazanmış bir durum yok. Biz muhalefet olmayı seven bir millet olduğumuz için hemen Tarım İl Müdürü’nü suçlu ilan edenler ortaya çıkmaya başladı. Dediğim gibi özellikle sosyal medyada kimse “Müdür Beye ne oldu, nasıl oldu, ne zaman oldu, nerede oldu” gibi soruları sorma gereği duymadan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Orhan Sarıbal’ın TV’de yaptığı açıklamadan sonra oklar müdür beyin üstüne çevirdi. Çevrilmesi de gerekiyordu. Fakat sosyal medyada kimler hakkında iddia yok ki? Vatandaş dahi fikir ayrılığına düştüğü zaman karşı tarafı en ağır şekilde suçlayıp ona bir yakıştırma yapıyor. Türkiye, “demokratik sosyal bir hukuk devleti” ise mahkeme kararlarını beklemeden ön yargı ile kişileri, kurumları suçlamak sadece bize zarar veriyor. Devlet elbette gereğini yapacak, savunmasını isteyecek, incelemelerini yapacak ve suçlu mu suçsuz mu ilan edecek. Yargısız infaz ile bir çok kişinin canının yakıldığını unutmamak gerekir.
Bu konuyu bir fıkra ile bitirelim…
Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Teksas’ta dolaşıyorlardı. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şoförünün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçtu.
Çiftçi koşarak geldi. Gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başladı.
Ertesi sabah, şerif soruşturma için çiftliğe geldi. Çiftçiye sordu:
– Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek… Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?
Çiftçi cevap verdi:
– Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz… Nasıl yalan söylerler.
Bazen iddialar gerçektir, bazense iddialar asılsız ve mesnetsizdir. Yargısız infaz etmeye hiç birimizin hakkı yoktur. Mahkemece suçlu görülmeyen herkes de masum ve suçsuzdur. Buna alışmamız gerek…