Bayram demek, ailelerin neşe ve mutluluk içinde bir araya geldikleri vesileler olmaktan çıkalı çok uzun zaman oluyor. Şimdi, bayramlarda kapılar kilitli… Baba ocağının yerini; tatil yöreleri aldığından beri, ortalık yol gözleyen hüzünlü ihtiyarlarla doldu. O ihtiyarları hatırlatan ise televizyon reklamları….
Böyle olunca da ”Nerede o eski bayramlar” demeden duramıyor insan… Yok artık o eski bayramlar!
Eski bayramlar gözümde canlanıyor… Oysa eskiyen bayramlar değil bizleriz… Kesilen kurbanın etinden yapılan yemekler bayram boyunca misafirlere ikram edilirdi. Tanıdık ve akrabalar ziyaret edilir, çocuklara harçlık ve hediyeler verilirdi. Çocuklar büyüklerinin elinden öper ve bayramda tüm küskünlükler son bulurdu.
*
Zülfü Llivaneli, ”Bayram Düşünceleri” başlıklı yazısında şunları yazmıştı: “Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü… Bunların hepsi batıdan öğrendiğimiz bayramlar!
Bir yandan yüzlerce yıldır kökleştirdiğimiz gelenekleri unutuyoruz, bir yandan da yeni bayramları benimsemek istiyoruz.
Oysa, kendi bayramlarımızı gerçekten sevinçli bayramlara dönüştürebilsek, batıdan bayram ithal etme garipliğine düşmeyiz.”
*
Geleceğe ve çocuklarımıza, Kurban Bayramı sevincini ve inanan insanın manevi güzelliğini miras bırakmak istiyorsak öğrenmeli, öğretmeli ve davranışımızla örnek olmalıyız. Kurban, “Allah’a yaklaşmak ve Allah rızası için kesilen, kurban edilen, hayvan” demektir. Kur’an’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah’a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir.
*
Kurban; Allah rızası uğrunda paylaşma, ihtiyaç sahibine el uzatma alışkanlığı kazandırır. Cimrilikten, dünya malının esiri olmaktan kurtarır. Akrabaları, komşuları, dostları, hatta binlerce kilometre uzaktaki Müslümanları kardeşlik şuuruyla birbirine bağlar, kaynaştırır, bütünleştirir.
Artık kurban kesmek zor geliyor insanlara… Son yıllarda tembellikten kaynaklanan bir kaçış var. Değişik kurumlara parayı vererek kurban ibadeti yapılıyor. Keşke işin kolayına kaçmasak, zaman ayırsak. Büyüklerimizden gördüğümüz gibi devam ettirsek bu ibadetimizi… Bazıları kurban kesmeyi vahşet olarak görüyor. Hayvanın kurban edilmesine takılıyoruz ama dünyada akan kanı göremeyenler de var.
Ülkemizde her yıl kurban kesme rezaleti yaşanıyor bu doğru… Din adına yanlış yapılanları eleştirmek, dini eleştirmek değildir. Kurban kesmenin usulü, adabı vardır… Hayvana işkence etmek, çocuklara dehşet dakikaları yaşatmak dinimizce yasaklanmış olmasına karşın, bu yanlışlar hep tekrarlanıyor. Gereken önlemler alınmıyor ve her eleştiren de din düşmanı sayılıyor… Ülkemize, medeniyetimize yakışmayan görüntülerin oluşmasına izin vermeyelim.
*
Türk Hava Kurumu’nun kurban derisi ve bağırsak toplama yetkisi elinden alındı. Kurumun elinden alınan yetkileri arasında fitre ve zekat zarfı dağıtmak suretiyle yardım toplama da yer aldı.
Kurban derilerinin kim tarafından toplanacağı her yıl tartışma konusu oluyor. Türkiye’de uzun yıllardır bu konudaki tek yasal kurum Türk Hava Kurumu idi. Bugün yapılan düzenleme ile kurban derisi pazarı, deri toplamak isteyen herkese açılmış oldu.
*
Eskiden bayramların tatil olması dışında herhangi bir anlam ifade etmediğini düşünürken; şimdi insanları birleştiren bir gelenek olduğu kanısına vardıysak, bayramlarımızı gerçekten sevinçli bayramlara dönüştürebildiysek eğer ve dargınlar da barışıyorsa bu bayram… Ne mutlu… Sevdiklerinizle bayramlaşın, gidin annenizin babanızın elini öpün… Yarın onları bulamayabilirsiniz…
İyi bayramlar…