Her gelen, devrimler yapar güzel ülkemde. ‘Devrim niteliğinde’ bir hayat süreriz!
Devrim bizim işimiz!
Her gelen, devrimler yapar güzel ülkemde.
‘Devrim niteliğinde’ bir hayat süreriz!
Değişim iyidir elbet.
İlerlemek yeni deneyimler gerektirir.
Yalnız unuttuğumuz bir şeyler olduğu ortada…
Çünkü değişimlerimiz istenen sonuçları doğurmakta zorlanıyor.
Çok mu hızlı değiştiriyoruz?
Ya da sonuçlara yeteri kadar fırsat tanımıyor muyuz?
Belki de gerekli fizibiliteyi yapmıyoruz.
Ön hazırlık olmayınca istenen sonuca ulaşmak zor tabi!
Devrimin önünden ve ardında gereken değişimlere odaklanamıyoruz.
Yani evrime!
Devrime ayak uydurmak için gereken uyum çalışmaları…
Devrimi yapınca her şey bitmiyor demek ki!
Gerekli bilimsel altyapıyla ve sonraki uyum çalışmalarıyla insanımızı mevcut duruma uyumlu hale getirmek gerekiyor.
Peki neden başaramıyoruz?
Evrim sözcüğüne kıl olduğumuz için mi?
Evrim deyince maymundan başka bir şey anlamadığımız için mi?
Peki, uyum diyelim o zaman!
Devrim için gerekli öncül ve artçıl çalışmalar diyelim.
Ama lütfen şu işi bir çözelim.
Yeteri kadar vakit kaybettik çünkü!
***
Yıllardır eğitimin en önemli sorunlarından biri olan TEOG’un kaldırılması gerektiği söylenir.
Konuyla ilgili otoriteler sınavın sorunlarından bahseder durur.
Değişiklikler yapılır, sayıları arttırılır azaltılır, adıyla oynanır falan…
Sonuç değişmez!
Milli eğitim hoşnutsuz…
Öğrenciler hoşnutsuz…
Veliler hoşnutsuz…
Siyasetin de hoşnutsuz olduğu ortada.
Zira sürekli değişiklik yapılmasından belli!
Nihayet sorun Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da dile getirildi.
Adımlar atılması gerektiği vurgulandı.
Değişiklik kapıda yani!
Peki daha önce başarısız olan onca değişim…
Eğitimdeki “devrim niteliği taşıyan” yenilikler.
Ders alabildik mi dersiniz?
Evrime ihtiyacımız olduğunu anladık mı?
Bu defa farklı olabilecek mi?
***
Tamam kalksın!
Tabi ki kalkmalı.
Olması hata zaten!
Okullara, öğretmenlere hakaret…
Kaldıralım gitsin!
Peki sonra…
Eğitim sistemi içerisinde sekizinci sınıfa kadar ayrıştıramadığımız çocuklarımız neye göre yerleştirilecek okullarına?
Gerekli tedbirlerimiz var mı?
Kalkmadan yapılması gerekenlerden haberdar mıyız?
Yapılandırıcı ve ayrıştırıcı bir eğitim anlayışına sahip miyiz?
Uygulanabilirliğini sağladığımızdan emin miyiz?
Eğitim kadrolarımızı eğitecek ve ikna edecek bir oluşuma sahip miyiz?
Yoksa yine sadece adını mı değiştireceğiz?
Ya da mahalle mektebine mi döneceğiz?
Umarız hazır olmadan attığımız adımlara bir yenisini eklemeyiz.
Zira eğitimde her hata çok uzun yıllara mal oluyor.
Evrimsiz gerçekleşen devrimlerin ülkemize maliyeti ortada…