Tüm dünyada ve özelliklede geri kalmış ülkelerde ekonomik ve sosyal yoksunluğa bağlı olarak oluşan kriz aile dinamiklerinde olumsuz anlamda değişimlerin yarattığını yapılan bilimsel araştırmalar göstermektedir. Kapitalist sistemin dayattığı daha fazla kar, daha fazla sömürü neticesinde özellikle geri bıraktırılmış ülkelerdeki ailelerde sosyal yıkımların çok fazla olduğu araştırmalarla doğrulanmıştır.
Dünya çapında yaşanan ekonomik ve sosyal kriz ülkemizi de derinden etkilemiştir. Temelinde yoksulluğun yarattığı aile içi sorunlardan en çok çocukların etkilendiği bilinmektedir. Her gün yazılı basının üçüncü sayfasında yer alan acı çocuk ve kadın haberleri, gündüz kuşağında tv lar da yayınlanan programlar bir sanatçı olarak beni bir şeyler yapmamızın gerekliliğine inandırdı. Erkek egemen toplum anlayışına bağlı olarak her gün bir kadının öldürülmesine sanatçı bir kadın olarak seyirci kalamazdım. Bu nedenle benimde üyesi olduğum Kadın ve Güç Derneği, Büyükçekmece belediyesi ile işbirliği yaparak “kadına yönelik şiddete karşı bir fırça da sen at” afişli eylemle şiddete karşı olduğumu dile getirmiştim. Bu amaçla ressam, şair ve yazar sanatçı kimliğimi büyük dev afişe yansıttım. Hazırladığım bez afiş “ kadına yönelik şiddete karşı olan” kişiler tarafından imzalanarak ilçe meydanında günlerce asılı kaldı.
İkinci dev afişimi çocuk yaşta yapılan evlendirilmelere karşı aileleri uyarmak ve toplumsal duyarlılık yaratılması amacıyla “çocuktan gelin olmaz” yağlı boya resmimi Aydın Üniversitesindeki öğrenciler tarafından imzalattırılarak okulun meydanın da aylarca asılı kaldı. Sanatçılar toplumdaki yanlışlıklar karşısında susmadan, korkmadan tepkilerini en sert şekilde dile getiren kişilerdir. Çünkü sanatçı, yüreği ve beyni ile tüm insanların mutluluğunu ister.
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde hızla yayılan uyuşturucu, uçucu ve yatıştırıcı madde kullanımı aileleri derinden etkilemekte çocuklar ve gençler gelecek açısından büyük tehlike yaratacakları yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Ülkemizde son 10 yılda madde kullanımı, satışı ve buna bağlı olarak ölüm vakalarında ciddi artışlar yaşandığı belirtilmektedir. Yapılan sosyal araştırmalardan zararlı madde kullanma yaşının İlkokul çağındaki çocuklara kadar düştüğü (8-14 )söylenmektedir. Çocukların bu zararlı maddelere alıştırılması, kullandırılması, suça sürükletilmesi sonun da ölümle sonuçlanması biz sanatçıları derinden yaralamaktadır.
İnkâr edilemeyecek bir gerçeklik olarak hayatımıza giren bu sosyal sorunla mücadele edilmesi ailenin tek başına başarabileceği bir sorun olmaktan çıkmıştır.
Devletin, yerel güçlerin, Üniversitelerin ve sivil güçlerin ve medyanın işbirliği ile çözümlenmesi gereken bir ulusal mesele haline gelmiştir. Bizlerde sivil güç olarak sanatçı duruşumuzla bu ailesel, toplumsal soruna karşı bir şeyler yapmamız gerekmektedir.
Bağcılar’da kan donduran evlat vahşeti, uyuşturucu belasının ülkemizde ne boyutlara geldiğini gözler önüne serdi. Bu üzücü olay üzerine Bağcılarda oturan halkın yürüyüşle, demokratik eylemlerle seslerini duyurması akabinde bir çalıştayın düzenlenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Türkiye’de son 5 yılda hızla yayılan uyuşturucu ve madde bağımlılığı sorununa dikkat çekmek, sivil toplum ve kamu kurumları işbirliğinin arttırılması ve toplumda duyarlılık bilincinin geliştirilmesini hedefleyen madde bağımlılığı çalıştayına katkı sunmak için “sağlıklı gençlerle, sağlıklı nesiller için bir imza da sen at” sloganlı afişimle katıldım.
Bağcılarda yerel yönetimler, siyasiler, sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerin öncülüğünde yapılan “madde bağımlılığı” çalıştayı için “sağlıklı gençlerle, sağlıklı nesiller için bir imza da sen at” sloganlı dev afişimi yaparak aileleri ve toplumu bekleyen tehlike konusunda görsel duyarlılık yarattım. Yağlı boya kullanarak yaptığım bez afiş milletvekilleri, belediye yetkilikleri, akademisyenler, başta olmak üzere tüm halk tarafından imzalandı. İmzalanan bez pankart ilçe meydanına asılarak halkın bu konuda çocuklarına sahip çıkmasına, ilgili resmi kurumların da bu çocukların korunmaları hususunda üzerlerine düşen görevleri eksiksiz yapmaları amacıyla uyarı görevini yerine getirdi. Bu resimle çocukların aile içi sorunlar nedeniyle sevgisiz, ilgisiz kalmaları sonucunda sokağı tercih ederek kötü arkadaşlar aracılığı ile bağımlı oldukları dile getirildi. Bu resim, sanatçı duyarlılığımla yanlışlara karşı toplumsal görevimi mutlaka yapmalıyım anlayışı ile fırçamı bilinçli attım. Ben Bu afişi tasarlarken, bir sanatçı, yazar olarak çocukların boşlukta olduklarını görüyorum, geleceğe dair umutlu ve güvenli bakışlarının olmadığından derin üzüntü duyuyorum. Bu düşünce ile
umut vererek, kişinin kendi değerinin farkında olmasını hedefledim. Onları yeni ve faydalı kazanımlara yönlendirmeyi, heves ve meraklarını yarara dönüştürmeyi de önemsedim.
“Sanat ile iyileştirme” yöntemine dikkatleri çektim.
Katılımcıların farkındalıklarının arttığını, kendilerine ve çevrelerine faydalı bir etkinliğin gerçekleştirildiğini düşünüyorum.
Sanat artık günümüzde bilimsel olarak Amerikan Sanat Terapisi Derneği tarafından bir ruh sağlığı mesleği olarak da tanımlanmaktadır. Her yaştan bireyin zihinsel, fiziksel ve duygusal varlıklarını iyileştirmek ve geliştirmek amacıyla sanat yapması ruh sağlığına iyi gelmektedir. İyileşmenin yolunu sanatta da arayalım.