SON DAKİKA

Haber Ekspress

Siyasetin Işığında Eğitim

Siyasetin Işığında Eğitim
Bu haber 02 Aralık 2019 - 11:41 'de eklendi.
Kenan YAVUZ

Eğitimde durum bir türlü netleşmiyor, netleşecek gibi de görünmüyor!

Okulların kimi tıka basa doluyken, kimi öğrenci bulamıyor.

Bir yerde kırk kişilik sınıflar diğerinde on beş!

Üniversitelerde kayıt alamayan bölümler bile varken bazıları da yüzlerce öğrenci alıyor.

Bilimsel üretkenlikten hiç bahsetmeyeceğim!

Tekli eğitime geçeceğimizi iddia ederken aksine ikili eğitim oranları artıyor.

Dershanelerin sadece ismi değişti ama kapatıldı zannediyoruz.

Sınavı bir günde kaldırdığımızı iddia ederken bağımlılığı daha da arttırıyoruz.

Kısacası üç beş çocuk istiyoruz ama birine bile hak ettiği eğitim olanağını ve iş imkanını sağlayamıyoruz!

Planlamadan söz ediyoruz ama hiç ihtiyaç olmayan alanlara hemen her yıl on binlerce yeni öğrenci alıyoruz.

Sürekli yeni üniversiteler açıyoruz, zorunlu temel eğitimi ilk önce 8 sonra 12 yıla çıkarıyoruz ama daha önemli olan okul öncesi eğitime gereken önemi göstermiyoruz.

Davranış ve değer bağlamında anaokullarının üniversitelerden daha önemli olduğunu ve asıl anaokullarının zorunlu olması gerektiğini bir türlü anlayamadık.

Gelişmiş ülkeler kategorisinde yer almak istiyoruz ama okuma, anlama ve anlatım sorununu dahi çözemiyoruz.

Daha kötüsü ilk önce bunu çözmeden başka bir şey çözemeyeceğimizi de kabul etmiyoruz.

Sürekli liyakatten dem vuruyoruz ama mülakatların önüne bir türlü geçemiyoruz.

Hakkaniyet nutukları atarken özel okulların hormonlu notlarına ses edemiyoruz! Ya da etmek istemiyoruz!

Düşünmek, uygulamak ve içselleştirmekten bahsediyoruz ama yine teorinin ötesine geçemiyoruz.

Sonuç olarak ulaşmak istediğimiz üretim odaklı eğitim anlayışından daha da uzaklaşarak tüketim odaklı eğitim anlayışını beslediğimizin farkına varamıyoruz.

Okuyan, soran, sorgulayan bir gençlik isterken dijital bağımlılık yaratıyoruz.

Bilimsel üretkenliği makale ve tez yazmaktan ibaret sanıyoruz. Niceliği sürekli arttırırken nitelikte kaplumbağa hızında ilerliyoruz.

Beyin göçüne engel olacağımızı öne sürerken aykırı konuşan herkesi vatan haini ilan ederek giderek daha da uzaklaştırıyoruz.

Benim aklıma gelenler bunlar, sizin aklınızdan daha fazlası da geçiyordur…

Bunda herkesin payı var elbette, birini ya da belirli bir kesimi nihai suçlu ilan etmek mümkün değil.

Geçmişe hayıflanmak yerine, gelecek hayalleri kurabilmek için bu günü iyi değerlendirmek gerekiyor.

Peki değerlendirebiliyor muyuz?

Gönül rahatlığıyla evet diyebilen var mı?

En başta siyasi kaygılarla günü kurtarma uğraşından vazgeçmek gerekiyor.

Mümkün mü?

Bu şartlarda çok zor!

Doğru teşhis diğer önemli konu!

Bu yer yer gerçekleşse dahi doğru tedavi olmayınca yine işe yaramıyor.

Nesnel ve herkes tarafından kabul edilerek ortak bir akılla oluşturulmayan hiçbir teşhis ve tedavi işe yaramıyor yani!

Bunun sebebi de siyasi müdahaleler.

Akıl ve bilimin ışığından uzaklaşarak siyasi ışık kullanınca ancak bu kadar oluyor demek ki!

Milli Eğitim adına alınan tüm kararlar da milli olmalı yani herkesi kapsamalı bu da ancak aklın ve bilimin rehberliğinde fikri hür ve vicdanı hür bireyler yetiştirerek mümkün olur.

Aksi takdirde doğruları eğitimde bulup hayata geçiremediğimiz sürece hiçbir alanda bir yere varamayacağımız açık!

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
şanlıurfa urfa